Nehrevân’da arkadaşlarının öldürülmesi sebebiyle Hâricîlerin Hz. Ali’ye
duydukları nefret artmıştı. Bir grup Hâricî Mekke’de toplanarak İslâm
dünyasının içine düştüğü bunalımdan kurtulmasının nasıl mümkün
olabileceğini konuştular. Fitnenin sebebi olarak gördükleri Hz. Ali, Muâviye
ve Amr b. Âs’ı öldürmenin sorunu çözeceğini düşündüler. Bu amaçla üçüne
de aynı gün, 17 Ramazan 40 tarihinde (24 Ocak 661) suikast düzenlemeye
karar verdiler.
Amr’a suikast düzenlemek üzere Mısır’a giden Amr b. Bekr et-Temîmî,
Amr’ı tanımadığı için o sabah, namazı kıldırmaya çıkan görevlilerden Hârice
b. Huzâfe’yi öldürdü. O da kısas edilerek cezalandırıldı.
Muâviye’ye suikast düzenleme görevini üstelenen Burek b. Abdullah,
sözleştikleri sabah namazında saldırıyı gerçekleştirdi. Muâviye saldırıdan
yaralı olarak kurtuldu. Burek, suikasttan sonra yakalanarak öldürüldü.
Hz. Ali’yi öldürme görevini üstlenen Abdurrahman b. Mülcem, Kûfe’ye
giderek kendisine yardım edebilecek bazı kişiler buldu. Mekke’de
arkadaşlarıyla sözleştikleri tarihte, sabah namazını kıldırmak üzere camiye
giden Hz. Ali’ye saldırdı. Yaralanan Hz. Ali, birkaç gün sonra vefat etti (19
veya 21 Ramazan 40/26 veya 28 Ocak 661). Abdurrahman b. Mülcem de
kısas edilerek cezalandırıldı.
Hz. Ali, yaşadığı dönemin en önemli âlimlerinden biriydi. Hz. Peygamber
tarafından yetiştirilmiş; yaşayışıyla ve ahlâkıyla örnek bir şahsiyetti. Hz.
Peygamber’in vefatına kadar yanından ayrılmamış; onun vefatından sonra da
zamanının çoğunu ilimle geçirmiştir.