Benî Nadîr Yahudilerinden şair Ka'b b. Eşref, Bedir savaşının Müslümanların
galibiyeti ile sonuçlanması üzerine Mekke'ye giderek, Kureyş müşriklerini
Hz. Peygamber'e karşı şiirleriyle tahrik etmişti. Medine'ye döndüğünde
Müslümanların hanımları için aşk şiirleri okumaya başladı. Muhammed b.
Mesleme, içlerinde Ka'b'ın sütkardeşi Ebû Nâile'nin de bulunduğu bir grup
Müslümanla, onu kendi kalesinde öldürdü.
Bi'r-i Maûne olayından sağ kurtulan Amr b. Ümeyye ed-Damrî,
yanlışlıkla Hz. Peygamber'in eman verdiği iki kişiyi öldürmüştü. Öldürülen
şahısların diyetine Medine sözleşmesi gereği Nadîroğullarının da ortak
olması gerekiyordu. Bu maksatla Hz. Peygamber, bir grup sahâbî ile birlikte
Benî Nadîr yurduna gitti. Yahudiler başlangıçta Hz. Peygamber'e iyi
davrandılar; diyete ortak olacaklarını bildirdiler ve bir müddet istirahat
etmesini istediler. Fakat Hz. Peygamber sahâbîlerle bir duvarın dibinde
gölgelenirken üzerine bir taş yuvarlayarak onu öldürmeyi planladılar. Bu
planı Yahudi reislerinden Huyey b. Ahtab tasarlamıştı. Sellâm b. Mişkem
adlı Yahudi lideri, bunun Müslümanlarla aralarındaki antlaşmayı bozmak
anlamına geldiğini hatırlatarak suikasti önlemeye çalıştıysa da başaramadı.
Bir Yahudinin taşı yuvarlamaya hazırlandığı sırada durumu sezen Hz.
Peygamber, bir ihtiyacı için ayrılıyormuş gibi oturduğu yerden kalkarak
doğruca Medine'ye gitti ve Müslümanlara Nadîroğullarının kendisini
öldürmek istediklerini bildirdi. Rebîülevvel 4/Ağustos 625'te Nadîroğulları
üzerine yürüyen Hz. Peygamber onları kuşatarak önce antlaşmaya davet etti.
Fakat Yahudiler buna yanaşmadıkları gibi, Müslümanlara ok ve taş atmaya
başladılar. Kuşatma on beş gün sürdü. Abdullah b. Übey tarafından vadedilen
yardımın gelmemesi ve Kurayza'nın da kendilerine silah ve asker yardımında
bulunmaması üzerine Nadîroğulları Medine'den çıkmaya razı oldular.