Kervanın başında Mekke'ye ulaşan Ebû Süfyan, Bedir’de yenilen Kureyş
ordusu şehre döndüğü zaman yakınlarının öldürüldüğünü öğrenince Hz.
Muhammed'le savaşıncaya ve öldürülen yakınlarının intikamını alıncaya
kadar yıkanmamaya, koku sürünmemeye ve hanımına yaklaşmamaya yemin
etti. Bedir Gazvesi'nden iki buçuk ay kadar sonra iki yüz kişilik silahlı bir
birlikle Medine'ye hareket etti.
Gece Nadîr oğulları Yahudilerinden Sellâm b. Mişkem'e gitti. Medine’nin
dış mahallelerine saldırdı. Bir bahçede çalışan iki Müslümanı öldürdü. Ve
bahçeyi de ateşe vererek kaçtı. Hz. Peygamber olayı öğrenir öğrenmez otuz
süvari ve yüz yirmi yayadan oluşan bir askerî birlikle Ebû Süfyan'ın peşine
düştü. Ancak düşman birliği Müslümanlarla savaşı göze alamayarak kaçtı
(Zilhicce 2/Mayıs 624). Ebû Süfyan bu sefere çıkarken yanına erzak olarak
torbalara doldurulmuş kavrulmuş un (kavut/sevîk) almıştı. Kaçarken ağırlık
yapmasın diye torbalardan bir kısmını attı. Kavrulmuş una nisbetle bu sefere
"Sevîk Gazvesi" denildi.