Türkler tarih boyunca metal eşya üzerine çeşitli teknikler kullanarak, bazan
birden fazla tekniğe aynı süre içinde başvurmak suretiyle maden sanatı
alanında güzel eserler ortaya koymuşlardır.
Savaşlarda kullanılan toplar, giyilen zırhlar, kılıç, kalkan, miğfer gibi
korunma araçları, kapı ve pencere kanatlarında kullanılan kulp, kilit, tokmak,
köşebent, sürgü gibi öğeler, şamdanlar, kandiller, şebekeler, bayrak, sancak
ve kubbe alemleri, tas, ibrik, kazan ve tepsi gibi birtakım mutfak eşyası,
kemerden fincan ve bardak zarfına günlük eşya ile bilezikten küpeye her
türlü takı malzemesi maden işçiliğinin ilgi alanına girer.
İbn Battûta ve Evliya Çelebi gibi ünlü gezginler seyahatnâmelerinde
Anadolu’nun ilgili bölümlerini gezerken buralardaki maden kaynaklarından
ve üretilen eserlerde uygulanan işçilikten bahsederler. Meselâ Erzincan ve
Tokat bakır, Gümüşhane de gümüş memleketidir. Bu gibi bölgelerde adı
geçen madenlerin işlendiği, tecrübeli ustalar elinde sanatlı birer eşyaya
dönüştürüldüğü atölyeler vardır.
Osmanlı öncesinden kalma üzerinde işçilik olan metal eşya, altın ya da
gümüş olmayıp, daha çok tunç veya pirinçtendir. Selçuklular bu türden metal
objeler üzerinde geliştirdikleri tekniklerle altın ve gümüşe olan talebi
hafifletmeye çalışmışlar, tunç eşya üzerinde kırmızı bakır ve gümüş
yapraklarla kakma yapmışlardır.
Osmanlılar döneminde atölyelerde işlenen madenî eşya çeşidi
zenginleşmiş, uygulanan teknikler daha da gelişmiştir. Tunç ve pirinç
yanında altın, gümüş, bakır, sarı, çelik ve ulaşılabilen her türlü maden işleme
alanına girmiş, bugün müze ve özel koleksiyonları süsleyen paha biçilmez
değerde sayısız eser üretilmiştir.
Madenî eşyanın yapımında dökme ve dövme teknikleri kullanılır. Obje
üzerindeki kabartma desenler eserin tezyinî değerini belirler. Bu da alet
yardımıyla yüzeyden derine inerek ya da metal parçanın tersinden dövülmesi
suretiyle sağlanır. Bazan da yüzeyde oluşturulan çukurların çeşitli maddeler
yardımıyla doldurulması ve esere kabartmalı bir görüntü verilmesi yoluna
gidilir. Bunlar dışında da özellikle Osmanlı döneminde uygulama alanı
bulmuş oyma, kakma, çalma, kazıma, vidalama, altın kaplama (tombak),
savatlama, zincir işi, daha çok takı ve tören eşyasında kullanılan telkâri ve
mine gibi geliştirilmiş birçok teknik söz konusudur. Bu tekniklerin
uygulanmasında ayak çarkı, mengene, demirci makası, pense, eğe ve kalem
gibi aletler kullanılır.
Türk coğrafyasında maden sanatı alanında yüzyıllar içinde meydana
getirilmiş sayısız eser, İstanbul’daki Topkapı Sarayı, Askerî Müze ve Türk ve
İslâm Eserleri Müzesi ile birlikte pek çok dünya müzesinin koleksiyonlarında
sergilenmektedir.