Zekâtın belirlenmiş oranları, en az ödenecek miktarlardır; elbette bunun
üstünde ödemeler yapılabilir. Sadece astronomik kârların elde edildiği
zamanlarda değil, diğer zamanlarda da mükellefler, genel asgarî oran olan
%2,5’un üstünde ödeme yapabilirler.
Zekâtın ödenmesi malın kendisinden yapılabileceği gibi, aynı değerde bir
başka mal veya nakitle de yapılabilir. Çünkü zekâtın maksadı, yoksulların
ihtiyacını karşılamaktır, buna uygun olanı ödemek maksada aykırı değildir.
Zekât konuları için tahakkuk eden zekât miktarını, yine bu maldan, yani
malın kendisinden ödemeye aynî ödeme denir.
Zekâtın tahakkuk eden miktarını malın bizzat kendisinden değil de, başka bir mal veya nakitle ödemeye bedelen ödeme denir.
Bu konuda mükellef dilediği yolu seçmekte serbesttir, ancak fakirlere daha faydalı olan şekli seçmek evlâdır. Böylece, zekât için farz olan miktar ödenmiş olacaktır. Bu sebeple, zekâta tâbi bir mal veya alacak için, başka bir mal zekât olarak ödenebileceği gibi, başkasından olan alacağı bir daha istememek üzere fakir borçluya bağışlayarak de zekât ödenebilir.
Zekâtın ödenmesi konusunda, insanın gerçek ihtiyaçlarını gidermesi yönünden belli bir değere sahip olan malın esas alınması, iktisadî ve malî yönden isabetlidir.
Zekâtın ödenmesi açısından, aynî veya bedelen ödemeden hangisi tercih
edilmelidir?
Zekâtın ödenmesi malın kendisinden yapılabileceği gibi, aynı değerde bir
başka mal veya nakitle de yapılabilir. Çünkü zekâtın maksadı, yoksulların
ihtiyacını karşılamaktır, buna uygun olanı ödemek maksada aykırı değildir.
Bu konuda mükellef dilediği yolu seçmekte serbesttir, ancak fakirlere daha
faydalı olan şekli seçmek evlâdır.