Ünite 7: Hac ve Umre
1. Kutsal mekân kavramının dinle nasıl bir ilişkisi vardır?
Cevap: Kutsal mekân fikri hemen bütün dinlerde
vardır. Din mensupları bu kutsal yerleri ziyaret ederler
ve bundan derin bir huzur duyarlar. Bu ziyaretler kimi
zaman bir hastalıktan şifa bulma, bir dertten kurtulma
gibi maddi fayda beklentisiyle kimi zaman da o
esnada inanılan dinin en büyük otoritesini memnun
etmek gibi manevi hazlar yaşamak için yapılır.
2. İslâm öncesi Mekke’de hac nasıl yapılırdı?
Cevap: Mekke ve çevresi, bilhassa Kâbe İslâm öncesi
dönemde de Arabistan Yarımadası’nda yaşayanlar
tarafından kutsal sayılıyor ve her sene aynımevsimde
ziyaret ediliyordu. Zilhicce ayında olması gereken bu
ziyaret, uygulamada olan kamerî takvime göre yılın
bütün mevsimlerine rastlamasıbeklenirken iki-üç senede
bir takvimde düzenleme ve değişiklik yapılarak
devamlı ilk bahar aylarına denk getirilirdi. Hac
mevsimi öncesinde birbirini takip eden üç panayır
düzenlenir daha sonra Arafat’a çıkılırdı. Arefe günü
burada geçirildikten sonra akşam Müzdelife’ye hareket
edilir, ertesi gün oradan Mina’ya geçilirdi. Mina’da üç
gün boyunca şeytan taşlanır ve ayrıca kurban kesilirdi.
Sonra Mekke’ye gelinir Kâbe tavaf edilirdi. Kureyş ve
müttefikleri kendi elbiseleri ile tavaf ederken diğer kabile
mensupları -günah işledikleri elbise ile tavaf yapmamak
için- ya daha önce kullanılmamış ya da birincilerden
ödünç veya parayla alınmış bir elbise ile bu da
mümkün olmazsa çıplak olarak tavaf ederlerdi. Safâ
ile Merve arasında sa‘y yapılır, putlar adına kurban
kesilirdi. Ayrıca bazı putlar ziyaret edilir, onların
etrafında tavaf yapılırdı.
HACCIN TANIMI VE ÖNEMİ
3. Hac nedir?
Cevap: Hac kelimesi Arapça’dır ve sözlük anlamı “saygın
bir yeri veya şahsı ziyaret etmek maksadıyla yola
çıkmak”tır. İslâmî literatürde hac, senenin belli
zamanlarında Kâbe’nin ve başta Arafat olmak
üzere etrafındaki belli mekânların usûlüne uygun
şekilde ziyaret edilmesi, anlamında kullanılır.
4. Kabe ve hac ilişkisinin kısaca geçmişi nedir?
Cevap: Kâbe, bölgede yaşayan halklar tarafından
İslâm’dan önce de kutsal sayılıyor, insanlar dinî
duygularla onun etrafında dönüyorlardı. O zaman
İslâm’ın benimsemeyeceği bir tarzda yapılan bu
dönüşler (tavaf), aslında geçmiş peygamberlerin tebliğ
ettikleri dinin zaman içinde bozulmuş kalıntıları idi.
Kur’ân-ı Kerim’de Hz. İbrahim’in oğlu İsmail ile birlikte
Kâbe’nin duvarlarını yaptığı anlatılır (el-Bakara 2/127).
Allah, Hz. İbrahim’e “Tavaf edenler, kıyam edenler,
rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) temizle,
insanlar arasında haccı ilan et” (el-Hac 22/26–27)
diye emir verdiğini ifade eder. Bunlardan alaşılıyor ki
Kâbe’nin ve haccın Hz. İbrahim zamanına kadar uzanan
bir tarihî geçmişi vardır. Kur’ân-ı Kerim, ilk mübarek
yapının Mekke’de olduğunu, orada Makâmıİbrahim’in
de bulunduğunu bildirir (Âl-i İmrân
3/96). Hz. Peygamber de yeryüzünde yapılan ilk
mescidin (ibadethane) hangisi olduğu sorusuna “Mescid-i
Harâm” şeklinde cevap vermiştir (Müslim, “Mesâcid”,
1–2). Bazı kaynakların ifade ettiğine göre haccın tarihi
de Hz. Âdem’e kadar uzanır.
5. Hac ne zaman farz kılınmıştır?
Cevap: Haccın hangi sene farz kılındığı hakkında değişik
görüşler varsa da daha ziyade hicretin dokuzuncu yılında
farz kılındığı kabul edilir.
6. Haccın farz olarak ilan edildiği ilk seneki hac nasıl
yapılmıştır?
Cevap: Bu sene Hz. Peygamber Hz. Ebû Bekir’i Hac
Emîri olarak görevlendirdi. Hz. Ebû Bekir ve
beraberindeki hacı adayları Medine’den hareket ettiler.
Onlar yolda iken Tevbe sûresinin ilk ayetleri indi.
Bunlar, Mekke’de İslâm hâkimiyetini ilan eden ve
müşriklerle ilişkiler konusunda birtakım ilkeler tespit
eden, bunların hac esnasında herkese ilan edilmesini
isteyen ayetlerdi. O zamana kadar müşrikler Mekke’de
kalmaya devam ediyordu ve onlar da kendi anlayışlarına
göre hac (ziyaret) yapıyorlar, mesela içlerinden bir
kısmı Kâbe’yi çıplak halde tavaf etmeye devam
ediyordu. Bu uygulamaya artık son verilecek, dört ay
sonra yeni ilkeler tatbik sahasına konacaktı. Hz.
Peygamber bu yeni durumu duyurmak üzere Hz.
Ali’yi görevlendirdi. O da Medine’den yola çıktı. Hz.
Ebû Bekir’e ulaştığında onun yönetimindeki hac
kafilesine dâhil oldu. Hz. Ali bayram günü Mina’da
gerekli duyuruyu yaptı, gelecek seneden itibaren
müşriklerin hac yapamayacaklarını, kimsenin Kâbe’yi
çıplak olarak tavaf edemeyeceğini orada bulunan
Müslüman ve gayri müslim herkese ilan etti.
7. Veda haccı ne zaman ve nasıl olmuştur?
Cevap: Hz. Peygamber’in bizzat katılıp edâ ettiği hac
hicretin onuncu senesinde olmuştur (Müslim, “Hac”,
147). Onunla bir arada olmak isteyen çok sayıda
Müslümanın katıldığı bu hac, Veda Haccı olarak
bilinir. Önce Mekke’ye gelen ve haccın oradaki
aşamalarını yerine getiren Hz. Peygamber
zilhicce’nin sekizinci günü oradan ayrılarak Mina’ya
gitti ve geceyi orada geçirdi. Cumaya rastlayan ertesi
gün oradan Müzdelife yoluyla Arafat’a çıktı. Veda
Hutbesi olarak meşhur olan konuşmasını o gün
Arafat’ta toplanmış olan yüz bini aşkın Müslümana
yaptı. İslâm’ın temel ilkelerini bir bütün halinde tekrar
ilan etti: Can ve mal dokunulmazlığını vurguladı,
âhirette herkesin bu dünyada yaptıklarından sorguya
çekileceğini hatırlattı. Faizin ve kan davasının İslâm’da
yeri olmadığını ilan etti. Kadınların ve erkeklerin
birbirlerine karşı olan hak ve ödevlerine dikkat çekti,
kadınlara karşı iyi davranılmasını istedi. Kendisinden
sonra ayrılığa düşmemeleri için Allah’ın kitabına ve Peygamberinin sünnetine sarılmalarını tavsiye etti.
Müslümanların kardeş olduğunu tekrarlayarak,
birbirlerine karşı asla haksızlık yapmamalarını emretti.
8. Kabe’yi ziyaret etmenin, dolayısıyla haccın farzın
olduğu Kur’an’da ne şekilde geçer?
Cevap: “İnsanlar için, âlemlere kılavuz ve mübârek
olarak tesis edilen ilk ev/mabet, Mekke’dekidir.
Orada apaçık alâmetler, Makâm-ıİbrahim (İbrahim’in
durduğu yer) vardır. Oraya kim girerse
emniyettedir. O mâbedi/beyti ziyaret etmek, oraya
gitmeye gücü yeten insanların Allah’a karşı görevidir.
Kim bunu inkâr ederse bilsin ki Allah’ın hiçbir şeye
ihtiyacıyoktur” (Âl-i İmrân 3/96–97).
9. Hz. Peygamber’in en faziletli ameller üzerine olan
hadisinde hacc nasıl geçer?
Cevap: Hz. Peygamber “Amellerin hangisi daha
faziletlidir?” sorusuna önce “Allah’a ve Peygamberine
iman” diye cevap vermiş, “Sonra hangisi?” denince
“Allah yolunda cihad” demiş ve “Sonra hangisi”
denince de “Hacc-ı mebrûr” buyurmuştur (Buhârî,
“Hac”, 4; Müslim, “İman”, 135). Bir başka gün de
Hz. Âişe’nin, “Cihadı en faziletli amel sayıyoruz. Biz
cihad etmeyecek miyiz?” şeklindeki sorusuna “Sizin için
en faziletli cihad, hacc-ı mebrûrdur” diye cevap vermiştir
(Buhârî, “Hac”, 4; Nesâî, “Menâsik”, 4).
HAC İBADETİNİN ÇEŞİTLERİ VE UYGULANIŞI
10. Hac ibadeti hüküm bakımından kaça ayrılır?
Cevap: Hac ibadeti hüküm bakımından farz, vacip ve
nâfile kısımlarına ayrılır. Ayrıca bazı durumlarda hac
yapmak mekruh hatta haram da olabilir.
11. Farz hac kimlere farzdır?
Cevap: Bazı şartları taşıyan kimselerin ömürlerinde bir
defa hac yapmaları farzdır. Bu şartlardan birisi hac
yolculuğu için gerekli maddi imkâna sahip olmaktır.
Akıllı ve ergin bir Müslüman böyle bir imkâna sahip
olmadığı halde herhangi bir şekilde hac yapma fırsatı
bulmuşsa onun yaptığı hac da, farz olan hac yerine geçer.
12. Vacip hac nedir?
Cevap: Bilindiği gibi adakların yerine getirilmesi vaciptir.
Bu genel hükmün sonucu olarak hacca gitme adağı olan
birisinin hac yapması da vacip olur. Ayrıca nâfile hacca
başlayıp yarıda bırakanın başlayıp bırakmış olduğu haccı
sonradan kazâ etmesi vaciptir.
13. Nafile hac nedir?
Cevap: Farz veya vacip olmadığı halde Allah rızası için
yapılan haclar bu gruba girer.
14. Başkasına karşı sorumluluk taşıyan birisinin hacca
gitmesiyle ilgili hüküm nedir?
Cevap: Başkasına karşı sorumluluk taşıyan birisinin, o
şahsın izni olmadan veya hac esnasında bu sorumluluktan
dolayı bir mağduriyet olmaması için gerekli tedbirleri
almadan hacca gitmesi mekruhtur. Bir kişi hacca
gidince alacaklıları veya nafakasından sorumlu olduğu
bir yakını mağdur olacaksa bu durumda onun, ilgili
tarafın izni olmadan veya gerekli tedbirleri almadan
hacca gitmesi mekruh olur. Gösteriş için veya haram para
ile hac yapmak da haramdır.
15. Uygulama bakımından hac çeşitleri hangileridir?
Cevap: Hac ibadeti üç şekilde yapılabilir:
1- İfrad Haccı
2- Temettu‘ Haccı
3- Kırân Hacc
16. İfrad haccı nasıl yapılır?
Cevap: Hacı adayı mîkatta sadece hac niyetiyle
ihrama girer ve Mekke’ye varınca az sonra
anlatılacağı şekilde tavaf, sa‘y, vakfe, şeytan taşlama
gibi hacca ait uygulamaları vakti gelince yapar,
ondan sonra ihramdan çıkar. İsteyen bundan sonra
tekrar umre için ihrama girip umre yapabilir. İfrad
haccı yapan Şâfiî mezhebi mensupları bu umreyi
mutlaka yaparlar. İfrad haccı yapanın kurban kesmesi
vacip değildir.
17. Temettû haccı nasıl yapılır?
Cevap: Hacı adayı mîkatta sadece umre niyetiyle ihrama
girer. Mekke’ye varınca umre ibadetinde istenen
şekilde tavaf ve sa‘y yaptıktan sonra ihramdan çıkar.
Arefe gününden önceki güne terviye denir. Umre
ihramından çıktığı için ihramsız bir hayat süren hacı
adayı terviye günü Mekke’de hac için tekrar ihrama
girer ve bundan sonra da hac vazifesine başlar, onları
bitirince ihramdan çıkar. Yapılan haccın temettu‘
sayılması için hacı adayının umre ihramına şevval
ayının başından itibaren hacca kadar devam eden süre
içinde girmesi ve umreden sonra memleketine
dönmemesi gerekir. Çünkü temettu‘, hac mevsiminde tek
yolculukla hem umre hem hac yapma ve bu ikisi
arasında ihramsız bir hayat yaşama mutluluğunu ifade
eder. Hac mevsimi de şevval ayı ile başlar. Bu haccı
yapanın kurban kesmesi vaciptir.
18. Kırân haccı nasıl yapılır?
Cevap: Tek yolculukla hem umre hem hac yapmanın
farklı bir uygulamasıdır. Temettu‘dan farklı olarak bunda
iki ibadet, aynı ihramla yapılır. Hacı adayı mîkatta
hem hac hem umre niyetiyle ihrama girer. Mekke’ye
varınca önce umre yapar ve ihramdan çıkmadan vakti
gelince hac vazifesini de aynı ihram ile tamamlar. Arada
ihramsız bir hayat yoktur. Kırân haccı yapanın da kurban
kesmesi vaciptir.
19. İfrâd, temettu‘, kırân haclarının hangisi daha
faziletlidir?
Cevap: Bu hacların uygulaması ve fazilet sıralaması
hakkında mezhepler arasında birtakım farklı
değerlendirmeler vardır. Hanefî mezhebine göre en
faziletlisi kırân, sonra temettu‘ sonra ifraddır. Şâfiî
mezhebine göre sıralama ifrâd, temettu‘, kırân şeklindedir.
Bu mezhebe göre hac gibi hayatta bir defa umre yapmak
da farzdır ve ifrad haccından sonra tekrar umre için ihrama
girilir ve umre yapılır.
HACCIN ŞARTLARI
20. Haccın kaç farklı şartı vardır ve bunlar nelerdir?
Cevap: Birincisi haccın bir yükümlülük olarak farz olması
için gereken şartlar, ikincisi haccın edâ edilmesinin farz
olması için gereken şartlar ve üçüncüsü de yapılan haccın
makbul, geçerli bir hac sayılması için gerekli olan
şartlardır.
21. Haccın kabul olması için yerine getirilmesi gereken
birinci grup şartlar nelerdir?
Cevap: Bu şartlar gerçekleşince o şahsa hac farz olur
fakat ikinci gruptaki şartlar eksikse hemen ilk fırsatta
hacca gitmesi gerekmez ve onu sonraya bırakması bir
kusur olarak değerlendirilmez. Hac yapmadan ölürse
başka birisinin onun adına hac yapması için vasiyette
bulunması gerekir.
22. Haccın kabul olması için yerine getirilmesi gereken
ikinci grup şartlar nelerdir?
Cevap: Haccın edâ edilmesinin farz olması için gereken
şartlardır. Bu şartlardan biri eksik olsa o sene hacca
gitmesi farz değildir, şartların oluşmasını bekler. Daha
sonra şartlar oluşunca gider veya gidemeden ölme
ihtimaline karşı o da yerine başkasının gönderilmesi için
vasiyette bulunur. Şartların oluşması ihtimal dâhilinde
değilse (yaşlılık, iyileşme ümidi olmayan hastalık gibi)
sağlığında vekil olarak başkasını gönderir. Bu şartlardan
biri eksik olduğu halde hac yapan kimse bazı hallerde
günah işlemiş de olabilir.
23. Haccın kabul olması için yerine getirilmesi gereken
üçüncü grup şartlar nelerdir?
Cevap: Üçüncü gruptaki şartlar, yapılan haccın makbul,
geçerli bir hac sayılması için gerekli olan şartlardır.
Bunlardan biri eksik olduğu takdirde yapılan hac
geçersizdir.
24. Haccın farz olmasının (yükümlülüğün doğmasının)
şartları nelerdir?
Cevap: Bir insana haccın farz olması için gerekli şartlar
şunlardır:
1- Müslüman olmak
2- Akıllı olmak
3- Bâliğ (ergin) olmak
4- Yeterli maddi imkâna sahip olmak
5- Sağlıklı olmak
6- Vakit
HACCIN FARZLARI, VACİPLERİ, SÜNNETLERİ VE ÂDÂBI
25. Haccın farzları nelerdir?
Cevap: Haccın biri şart, ikisi rükün olmak üzere üç farzı
vardır. Bunların ayrıntıları hakkında ileride geniş bilgi
verilecektir.
1- İhram (şart)
2- Arafat Vakfesi (rükün)
3- Ziyaret Tavafı (rükün)
26. Haccın vacipleri nelerdir?
Cevap: Haccın aslî vacipleri şunlardır:
1- Sa‘y. Safâ ile Merve arasında yürümek
2- Müzdelife vakfesi
3- Cemrelere taş atmak (şeytan taşlama)
4- İhramdan çıkmadan önce saçların kazınması veya
kısaltılması (tıraş)
5- Veda tavafı.
27. Haccın sünnetleri nelerdir?
Cevap: Haccın sünnetleri şunlardır:
1- Kudûm (varış) tavafı
2- Hacıların zaman zaman bilgilendirilmesi (Üç
hutbe)
3- Terviye günü Mina’ya gitmek ve geceyi orada
geçirmek
4- Bayram gecesini Müzdelife’de geçirmek
5- Bayram günlerinde geceyi Mina’da geçirmek
6- Mina’dan dönerken Muhassab veya Ebtâh denen
yerde bir süre dinlenmek
HACCIN AŞAMALARI (MENÂSİK) HAKKINDA AÇIKLAMALAR
28. İhram nedir?
Cevap: İhram, hac veya umre yapacak kişinin bu ibadete
başlama işlemidir. İhrama giren kişiye normal hayatta
helal olan bazı davranışlar ihramdan çıkana kadar
yasaklamış hale gelir.
29. İhrama girerken ne gibi hazırlıklar yapılır?
Cevap: İhrama girecek kişi başlayacak yasakları da
dikkate alarak, ihramdan önce genel vücut bakımını yapar;
tırnaklarını keser, tıraş olur, yıkanır, yıkanma imkânı
yoksa abdest alır. Erkek ise üzerindeki bütün elbise ve
çamaşırları çıkarır, daha önceden hazırladığı iki parçadan
oluşan ihram elbisesine bürünür. Ayakkabı yerine üstü ve
yanları mümkün olduğunca açık bir terlik giyer. Kadınlar
için özel bir kıyafet yoktur. Onlar için kıyafetle ilgili tek
şart yüzlerinin örtülmemesidir. Kerahet vakti değilse iki
rekât namaz kılar. Eğer vakit namazının peşinden ihrama
girecekse ihram için ayrıca namaz kılması gerekmez.
Kılmış olduğu o namazın arkasından hac için mi umre için
mi ihrama gireceğine niyet eder.
30. İhrama nerede girilir?
Cevap: Mekke, yakın çevresi ile birlikte harem yani
kutsal, saygın bölge kabul edilmiştir. Harem dâhilinde
oturanlar hac için bulundukları yerde, umre için ise harem
sınırlarının dışında ihrama girerler.
31. Hil ve hillî nedir?
Cevap: Harem ile mîkâtlar arasında kalan bölge hil
bölgesidir. Bu bölgede oturanlara hillî denir. Hillîler hac
veya umre yapmak istediklerinde harem sınırlarına
varmadan ihrama girerler. Hac ve umre dışında bir
maksatla harem dâhiline ihramsız olarak girip çıkmaları
serbesttir.
32. İhramlı kişinin uyması gereken başlıca yasaklar
nelerdir?
Cevap: İhramlı her türlü davranışına, diğer zamanlara
göre daha çok dikkat eder. Günahtan kaçınır, kavgadan,
çirkin tartışmalardan, edep dışı konuşmalardan uzak durur.
Tıraş olmak, başkasını tıraş etmek veya vücudun herhangi
bir yerinden kıl almak, tırnak kesmek, ihram elbisesine
veya vücudunun herhangi bir yerine güzel koku, parfüm
sürmek, hatta temizlikte kokulu sabun kullanmak, her
türlü makyaj yapmak kadın erkek herkese yasaktır.
İhramlının eşi ile bile cinsel ilişkide bulunması, şehvetle
ona dokunması, müstehcen konuşmalar yapması yasaktır.
İhramlı kara avı yapamaz ve avcıya yardım da edemez.
İHRAM YASAKLARININ İHLÂLİ VE CEZALAR
33. Hac farizası esnasındaki “cinayet” nedir ve işleyenler
hakkındaki hüküm nedir?
Cevap: Hac ve umrede ihram veya Harem sebebiyle uzak
durulması gereken bir fiilin işlenmesine cinâyet denir. Bu
manada herhangi bir cinâyet işleyen, bu günahından
dolayı tövbe edip Allah’tan af dilemenin yanında
ayrıca ceza veya keffâret olarak nitelenen bazı
sorumluluklarla da karşı karşıya kalır.
34. Bedene nedir?
Cevap: Büyük baş hayvan yani deve ve sığır
anlamında kullanılır. Hac için ihramda olan şahıs, cinsel
ilişki yasağını Arafat vakfesinden sonra tıraş olarak
ihramdan çıkmadan önce ihlal ederse haccı bozulmaz
fakat bunun cezası olarak bir bedene kurban etmesi
gerekir. Ziyaret tavafını cünüp olarak veya âdet
halinde (kadınlar için) yapan kimse de eğer bu tavafı
yeniden yapmazsa ceza olarak bir bedene kurban eder.
Tavafı usûlüne göre yeniden yaparsa bu ceza düşer.
35. Dem nedir?
Cevap: Küçükbaş hayvan yani koyun ve keçi anlamında
kullanılır. Tıraşolup ihramdan çıktıktan sonra fakat
ziyaret tavafını yapmadan önce cinsel ilişkide bulunan kişi
keffâret olarak bir küçük baş hayvan kurban eder.
Umre tavafının en azından dört şavtını yaptıktan sonra
henüz ihramdan çıkmadan cinsel ilişkide bulunan
kimse umresini tamamlar ve keffâret olarak bir küçük
baş hayvan kurban eder. İhram esnasında giymemesi
gereken elbiseyi en az bir gündüz veya gece
süresince giyen, bu kadar süre başını veya yüzünü
örten erkekler ile yine bu kadar süre yüzünü örten
kadınlar ceza olarak bir dem kurban ederler.
HACCI TAMAMLAYAMAMAK
36. İhsâr nedir?
Cevap: Arapça bir kelime olan ihsâr; tutmak/tutulmak,
hapsetmek/ hapsedilmek, engellemek/ engellenmek,
kuşatmak/ kuşatılmak gibi manalara gelir. İhsâr
durumundaki kişiye de “muhsar” (engellenen) denir.
İhrama girdikten sonra herhangi bir ebeple yoluna devam
edemeyen veya yoluna devamı fiilen ya da dinen (mesela
iddet, yolda mahremin ölmesi gibi) engellenen kimseler
muhsar durumundadır.
37. Fevât nedir?
Cevap: Fevât, bir şeyin vaktinin geçmesi demektir. Hac
için ihrama giren bir kişi arefe günü Arafat vakfesine
yetişemezse o seneki haccın vaktini geçirmiş olur. Haccın
vaktini geçiren ihramlı, umre menâsikini yerine getirir ve
ihramdan çıkar. Gelecek sene haccını kazâ eder. Bundan
dolayı bir ceza uygulaması yoktur.
VEKÂLET YOLUYLA HAC
38. Hac vekâleten yapılabilir mi?
Cevap: Hac, hem bedenî hem de malî bir ibadettir. Bu tür
ibadetler, -asıl yükümlü tarafından edâ edilmesine mani
bir mâzeret halinde- vekalet yoluyla başkası tarafından
da yapılabilir.
39. Bedel haccı nedir?
Cevap: Vekâleten yapılan bu hacca bedel haccı denir.
40. Vekâleten hac farizasını ifa etmenin şartları nelerdir?
Cevap: Başlıcaları şunlardır:
1- Adına hac yapılacak kişi ölmüş veya ömür boyu
bizzat hac yapamayacak durumda olmalıdır.
2- Vekil tarafından yapılan hac, adın hac yapılacak
kişinin isteği ile yapılmalıdır.
3- Vekil gönderilen kişi, Müslüman, akıllı ve ergin
olmalıdır.
4- Hac masrafları, adına hac yapılan kişi tarafından
karşılanmalı ve vekil, hac yolculuğunun
gerektirdiği masrafları dışında ayrıca ücret talep
etmemelidir.
5- Vasiyet üzerine yapılacak hacda terekenin
vasiyete ayrılan kısmı yeterli ise vekil, vasiyet
edenin yaşadığı şehirden hacca gitmelidir.
6- Hacca gönderen, hangi tür hac yapılmasını
istemişse vekil buna uygun hareket etmelidir.
UMRE
41. Umre nedir?
Cevap: Sözlükte ziyaret etmek, mamûr bir yere
gitmek gibi manalara gelen umre, belli bir takvime
bağlı olmaksızın yılın herhangi bir gününde ihramlı
olarak Kâbe’nin tavaf edilmesi ve ardından Safâ ile
Merve arasında sa‘y yapılıp tıraşolunarak ihramdan
çıkılmasışeklinde edâ edilen bir ibadettir..
42. Umrenin arkasından ne yapılır?
Cevap: Umrenin arkasından sa‘y yapılacağı için erkekler
bu tavafın tamamında ıztıbâ‘ ve ilk üç şavtında remel
yaparlar.
43. Umrenin yapılışıyla hac arasındaki temele benzerlik
ve farklar nelerdir?
Cevap: Umre yapmak isteyen, hacda olduğu gibi
mîkat denilen yerde veya daha önce umre niyetiyle
ihrama girer. İhram yasakları aynen hacdaki ihram
yasakları gibidir. Mekke’ye gelince mümkünse gusül
abdesti, değilse normal abdest alıp Kâbe’yi tavaf eder
ve arkasından Safâ ile Merve arasında sa’y yapar.
Sa‘yden sonra tıraş olarak veya saçlarını kısaltarak
ihramdan çıkar. Umrenin farzları ihram ve tavaftır.
İhram, şart; tavaf, rükündür. Sa‘y ile sonrasında tıraş
olmak veya saçları kısaltmak da vaciptir. Bu farz
ve vaciplerin ayrıntıları, daha önce hac konusu içinde
anlatıldığı gibidir. Yalnız umrede tavafa başlanınca
telbiyeye son verilir.
MEDİNE VE HZ. PEYGAMBERİ ZİYARET
44. Hz. Peygamber’in son günlerini geçirdiği ev
nerededir?
Cevap: Medine, Mekke’de müşriklerin zulmünden
bunalan Hz. Peygamber’in ve Müslümanların hicret edip
kısmen rahat nefes aldıkları şehirdir. Hz. Peygamber,
ömrünün kalan kısmını orada geçirmiştir. Son nefesini,
hanımlarından Hz. Âişe’nin ikametine tahsis edilmiş olup
o zaman Mescid-i Nebevî’ye bitişik durumda olan evde
vermiş ve oraya defnedilmiştir. Daha sonra Hz. Ebû Bekir
ve Hz. Ömer’in de defnedildiği bu kısım Mescid-i
Nebevî’nin genişletilmesi sırasında cami içinde özel bir
bölüm halinde kalmıştır.
45. Hz. Peygamber’in kabrini ziyaret etmenin
Müslümanlar arasındaki önemi nedir?
Cevap: Müslümanlar Hz. Peygamber’e sağlığında
olduğu gibi vefatından sonra da büyük değer vermiş,
onun kabrini ziyaret etmeye özen göstermişlerdir.
Kabir ziyareti ile ilgili genel ifadeler yanında Hz.
Peygamber’in kabrini ziyaret ile ilgili özel teşvikler
içeren ve genelde zayıf olarak değerlendirilen bazı
rivayetlerin de bunda tesiri olmuştur. Bu rivayetlerden
bazılarışunlardır: “Kim kabrimi ziyaret ederse ona
şefaatim vacip olur” (Dârekutnî, Sünen, II, 278). “Kim
vefatımdan sonra hacceder ve beni ziyaret ederse beni
sanki sağlığımda ziyaret etmiş gibidir” (Dârekutnî, Sünen,
II, 278).