1. İslâm’da maddi ve hakiki temizlik genel olarak nasıl
görülmüştür?
Cevap: Dinin ve aklın pis kabul ettiği şeylerden beden,
elbise ve çevrenin temizlenmesi maddi ve hakiki temizlik
olarak kabul edilmiştir.
2. İslâm’a göre en genel anlamda “dinî temizlik” denir?
Cevap: İslâm’ın daha çok önem verdiği ve titizlik
gösterdiği temizlik kalp ve gönül (iç) temizliğidir. Dinin
temel hedeflerinden olduğu için bu tür temizliğe en genel
anlamda “dinî temizlik” demek mümkündür. Düzenli
ibadet ve ahlakî erdemlerle hedeflenen de esasen bu
temizliktir.
TEMİZLİĞİN ÖNEMİ, AMAÇ VE İLKELERİ
3. İslâm dininde temizliğe karşı nasıl bir genel bakış açısı
vardır?
Cevap: İslâm dininin temel kitabı olan Kur’ân, birçok
ayetinde ve Hz. Peygamber ilgili hadislerinde temizlik
üzerinde ısrarla durmuşlardır. Bu durum, dinin temizliğe
ne kadar önem verdiğinin açık bir göstergesidir.
4. İslâm’a göre Hz. Peygamber’in şahsiyeti ile temizlik
anlayışı bakımından nasıl bir ilişki vardır?
Cevap: Kur’ân’da Hz. Peygamber’in özelliklerinden
bahsedilirken, bunlar arasında insanları manen temizleme
görevi (tezkiye) de zikredilmiştir (el-Cumu‘â, 62/2).
Ancak maddi temizlik olmadan manen temiz olmak
mümkün olmayacağından maddi ve manevi temizlik
genelde beraber işlenmiş ve iki temizlik arasındaki sıkı
ilişkiye işaret edilmiştir.
5. Kur’an’da ibadet etmeden önce elbise temizliğiyle
ilgili ne gibi ayetler vardır?
Cevap: Kur’an’da ibadet etmeden önce elbise
temizliğiyle ilgili olarak ayetlerde şöyle buyurulmuştur:
“Ey elbisesine sarılıp örtünen (Resûl!), kalk ve (insanları)
uyar ve sadece Rabbini yücelt; elbiseni temiz tut; murdar
şeylerden uzak dur!” (el-Müddessir, 74/1-5). Bu ayetler
özelde Hz. Peygamber’e genelde ise tüm inananlara hitap
etmektedir. Buna göre Müslümanın öncelikle bilgili ve
bilinçli sonra da her yönüyle temiz olması istenmiştir. Bir
başka ayette: “Ey Âdemoğulları! Her mescide gidişinizde
(her namaz kılışınızda) güzel giysilerinizi giyin...” (elA’râf,
7/31) buyurularak toplum olarak ve özellikle
toplum içine çıkarken temizliğe riayet edilmesi istenmiştir.
6. Kur’an’da, mabedin temizliği ile ilgili ne gibi ifadeler
vardır?
Cevap: “...İbrahim ve İsmail'e: Tavaf edenler, ibadete
kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim'i temiz tutun,
diye emretmiştik” (el-Bakara, 2/125) ayeti, esasen
mabedin temiz tutulması ile ilgili ise de, çevre temizliğini
de kapsamaktadır.
7. Hz. Peygamber, hadislerinde temizlik husuna dair
nasıl bir yaklaşımda bulunmuştur?
Cevap: Hz. Peygamber hadislerinde, temizlikle iman
arasında bağlantı kurmuş, önemini anlatmak için
temizliğin imanın yarısı olduğunu söylemiştir (Müslim,
“Tahâret”, 1). Onun, “Allah temizdir, temizliği sever”
(Tirmizî, “Edeb”, 41) anlamındaki hadisi de bu bağlamda
değerlendirilebilir. Buna göre mümin maddeten de temiz
olmalıdır. Zira pislik ve kirlilik imanla bağdaşmayan bir
durumdur.
8. Hz. Peygamber hadislerinde temizlikle fıtrat arasında
nasıl bir ilişki kurar?
Cevap: Hz. Peygamber bir hadislerinde temizlikle fıtrat
arasında ilişki kurmuş ve şöyle buyurmuştur: “Sünnet
olmak, etek tıraşı olmak, tırnak kesmek, koltuk altı
kıllarını temizlemek, bıyıkları kısaltmak, sakalları
uzatmak, misvak kullanmak, burna su çekmek, parmak
boğumlarını yıkamak ve su ile tahâretlenmek fıtrattandır”
(Müslim, “Tahâret”, 56; Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 29;
Tirmizî, “Edeb”, 14; Nesâî, “Ziynet”,1). Hadiste geçen
fıtrat, peygamberlerin âdeti ve sünneti anlamına
gelebileceği gibi, bütün din ve şeriatların ortaklaşa
benimsedikleri uygulama da olabilir.
9. Hz. Peygamber temizlikle ilgili olarak ashaba ne tip
uyarılarda bulunmuştur?
Cevap: Onun temizlikle ilgili açıklama ve
uygulamalarında ruh, beden, elbise, ev, çevre temizliğine
dair yeterli derecede örnek bulunmaktadır. Camiye
giderken ve toplum içine çıkarken en temiz elbiselerini
giymesi, güzel koku sürünmesi ve bunu tavsiye etmesi,
çiğ soğan ve sarımsak yemekten sakınması ve cemaate
katılacaklardan bunları yememelerini istemesi, insanların
gelip geçtiği yola ve gölgeliklere abdest bozmayı
yasaklaması, hiç olmazsa haftada bir kez boy abdesti
almayı ve beden temizliği yapmayı ısrarla tavsiye etmesi
O’nun temizlik konusundaki güzel örnek ve rehberliğini
göstermektedir (bk. Buharî, “Vudû”, 26; Müslim,
“Tahâret”, 1, 20, 21, 68, 87; Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 15;
Tirmizî, “Edeb”, 41; “Tahâret”, 19, 40; Nesâî, “Tahâret”,
1, 5, 8).
10. Manevî olarak “kirlilik” nedir?
Cevap: Maddi anlamda kirli ve pis (necis) olmak yanında
dinimiz bazı durumları maddi boyutunun ötesinde,
hükmen kirlilik kabul etmiştir. Mesela, abdestsizlik ve
cünüplük (hades) dinin kabul ettiği hükmî kirlilik
hallerindendir. Abdesti olmayan ve cünüp olan kimse,
maddeten temiz olsa bile, bazı ibadetleri yapamayacağı
için dinimize göre hükmen kirli kabul edilir.
11. Dinî anlamda “hades” kelimesi neyi ifade eder?
Cevap: İslâm dininin kabul ettiği hükmi kirlilik haline
hades denir. Bu tamamen dinî ve bu dini kabul edenlere
mahsus bir değerlendirmedir. “Hükmi kirlilik”, “hükmi
necâset” denmesinin sebebi de budur. Yani din, bu gibi
durumları kirlilik kabul ettiği için dindar insan böyle
hallerde kendisini manen kirli hisseder. Bu gibi
durumlarda olanlar maddeten temiz olsalar da, dinin
önerdiği özel temizlik şekilleriyle temizlenmedikçe kirli
sayılırlar.
12. Dinen “kirli” sayılan kimseler kimlerdir?
Cevap: Bazı organların yıkanması ve ıslak elle
meshedilmesinden ibaret olan abdestin bozulması sonucu
abdestsiz olan kimseler, cinsel ilişki başta olmak üzere,
cünüplüğü meydana getiren durumlardan biriyle karşı
karşıya kalanlar, doğum yapan loğusa kadın ve âdet
günleri içerisinde bulunan hayızlı kadın maddeten temiz
olsa da, dine göre hükmen kirli sayılır.
13. Dinen “kirli” sayılan kimselerin hem madden hem
hükmen temizlenmesi ne şekilde olur?
Cevap: Bu durumda olan kimselerin hem maddeten hem
de hükmen temiz olabilmesi için dinin önerdiği özel
temizlik şekli olan normal abdest ve gusül abdestini
almaları gerekir.
14. Dinen “kirli” olma durumu İslâmiyet’in nüzulünden
önce de var olan bir olgu mudur?
Cevap: İslâm’ın kabul ettiği bu kirlilik anlayışı aslında
bütün peygamberlerin öğretisinde vardır. Câhiliyye
döneminde bile var olan bu anlayışın Hz. İbrahim’den
gelen dinî bilgilere dayandığı tahmin edilmektedir. Zira o
dönemde Hz. İbrahim’den nakledilen dinî bilgilere sahip
olan ve bunları uygulayan hanîfler vardı. Hanîflerin
özelliklerinden biri de cünüplükten yıkanmaları idi.
Yahudilikte, hükümleri İslâm’dakinden farklı olsa da,
loğusalık, hayız, özür hali ve cünüplük anlayışı mevcuttur.
Bu durumda olan kimseler kirli ve İslâm’daki anlayıştan
farklı olarak murdar kabul edilir. Hıristiyanlıkta da aslında
benzer bir anlayışın var olduğu ancak daha sonra Pavlus
tarafından kaldırıldığı ifade edilmektedir. Hıristiyanlıkta
yıkanma adına sadece, dine girenlerin kutsal suya
batırılması demek olan vaftiz kalmıştır.
15. Dinin maddi temizlik yanında hükmen temiz olma
anlayışını da getirip önermesindeki gaye nedir?
Cevap: Dinin maddi temizlik anlayışını da getirip
önermesindeki gaye, ibadet edecek olanların belirli
ibadetleri yapmak için gerekli ruhi ve manevi hazırlığa
sahip olmalarıdır. Yani hükmi temizliğin esas maksadı,
kişiyi ruhen arındırıp ibadete hazır hale getirmektir. Bu
yönüyle hükmi kirlilik ile manen temiz olmanın psikolojik
tarafları da vardır. Bu temizlik şekilleri tamamen dine ve
dindarlara mahsus hikmetli, özgün ve özellikli bir temizlik
anlayışından doğmuştur.
TEMİZLİK KAVRAMI
16. Bir şeyin pis (necis) veya temiz (tâhir) sayılmasında
temel ölçü nedir?
Cevap: Bir şeyin pis (necis) veya temiz (tâhir)
sayılmasında temel ölçü, daha çok ibadet temizliğine
engel olup olmamasıdır. Buna göre ibadet temizliğine
engel olan maddeler pis, olmayanlar ise temiz kabul
edilmiştir. Ancak şuna dikkat etmek gerekir ki, bir
maddenin ibadet açısından temiz sayılması, her durumda o
maddenin yenilip içilmesinin helal olması anlamına
gelmez.
17. Fıkıh âlimlerine göre dinen ve fıkhen necis sayılan
maddeler nelerdir?
Cevap: Dinen ve fıkhen necis sayılan maddeler ana
hatlarıyla şöyledir: Akan kan, domuz eti, sarhoş edici
içkiler, insan idrarı, dışkısı, ağız dolusu kusmuğu, eti
yenmeyen hayvanların salyası, eti, idrar ve dışkısı necistir.
Etinin yenmesi ister helal isterse haram olsun, akıcı kanı
olan kara hayvanlarından olup dinî usûle uygun biçimde
boğazlanmadan ölen veya öldürülen hayvanların etleri de
necistir. Bu sayılan maddelerin necis olduğunda görüş
birliği vardır.
18. Necis olan maddeler ne şekilde tasvir edilebilir?
Cevap: Necis olan maddeler değişik açılardan kısımlara
ayrılmıştır. Akıcı olup olmaması bakımından necâset, katı
(câmid) necâset ve akıcı (mâyi‘) necâset olmak üzere iki
kısımdır. Gözle görülüp görülmemesi açısından da ikiye
ayrılan necâsetin bu kısımları şöyledir: Görülen necâset
(necâset-i mer’iyye), belli bir hacmi olup kuruduktan
sonra gözle görülebilen necâsettir. Görülmeyen necâset
(necâset-i gayr-i mer’iyye) ise hacmi olmayan, donup
kalmayan ve kuruduktan sonra gözle görülmeyen
necâsettir. Necisliği hakkında delil olup olmaması veya
var olan delilin kuvveti bakımından ise necâset, hafif
(necâset-i hafîfe) ve ağır (necâset-i galîza) gibi kısımlara
ayrılmıştır. llll
19. İdrar ve dışkısı necis kabul edilmeyen hayvanlar
hangileridir?
Cevap: Eti yenen hayvanların idrar ve dışkısı Mâlikî ve
Hanbelîlere göre necis değildir. Şâfiîler ise bunları necis
kabul ederler.
20. Hanefîlere göre hangi hayvanların dışkıları ağır
pisliktir?
Cevap: Hanefîlere göre tavuk, kaz gibi kümes
hayvanlarının dışkıları ağır pisliktir.
Hanefîlere göre hangi hayvanların dışkıları hafif pisliktir?
Hanefîlere göre sığır, koyun, geyik gibi dört ayaklı
hayvanların dışkıları, at, eşek ve katırın idrar ve dışkısı,
havada pisleyip kaçınılması zor olduğu için, atmaca,
kartal, güvercin gibi kuşların dışkıları hafif pislik kabul
edilir
21. Temizlik açısından Hanefi mezhebine göre canlı
hayvanların bedenleri nasıl kabul edilir?
Cevap: Canlı hayvanların bedenleri temiz kabul edilmiş,
domuz ve köpeğin durumunda ise farklı görüşler ileri
sürülmüştür.
22. Ölen hayvanların derileri için temizlik hükmü nedir?
Cevap: Eti yenen ancak dinî usûle göre boğazlanmadan
ölen hayvanların derisi tabaklama işleminden geçirilince
temiz kabul edilmiştir. Eti yenmeyen hayvanların derisi de
tabaklama işleminden sonra temiz sayılmıştır. Hanefiler
domuzu, Şâfiîler ise köpek ve domuzu bu hükümden hariç
tutarak tabaklansa bile onların derilerinin temiz
olmayacağı hükmünü benimsemişlerdir.
23. Hanefilere göre, boğazlanmadan ölmüş ve murdar
olmuş (meyte) hayvanın helal kısımları nerelerdir?
Cevap: Hanefiler, boğazlanmadan ölmüş ve murdar
olmuş (meyte) hayvanın içine kan girmemiş olan boynuz,
kemik, diş ve tüy gibi katı parçalarını temiz saymışlardır.
24. Ağır pislik olarak kabul edilen katı necis maddelerin
ne kadarlık miktarı namazın sıhhatine engel olur?
Cevap: Ağır pislik olarak kabul edilen necis madde eğer
aynı zamanda katı ise yaklaşık 3.5 gramı (1 dirhem), sıvı
ise el ayasını (avuç içi) aşan miktarı namazın sıhhatine
engel olur.
25. Necis olmasına rağmen tolore sınırları içinde kabul
edilen maddelerin durumu nedir?
Cevap: Temiz olmayan bir maddenin affedilebilen ve hoş
görülen miktarıyla namaz kılmak mekruhtur. Bunun için
namaza başlamadan önce her türlü kir ve pislikten temiz
olmaya özen göstermek gerekir. Prensip bu olmakla
beraber, din insanlardan güçlüğü kaldırmak, güçlerinin
yetmediğini onlara yüklememek ve imkân dâhilinde
kolaylık sağlamayı da ilke edinmiştir. Buna göre
kaçınılması zor olduğu için vücut ve elbiseye sıçrayan
idrar serpintileri, sokaklarda yürürken bulaşan çamur
parçaları, işi gereği kasabın üzerine sıçrayan kan
damlacıkları, sinek ve benzeri haşerattan bulaşan pislikler,
necis maddelerin buhar ve tozu müsamaha ve kolaylık
prensibine göre namazın sıhhatine mani kabul
edilmemiştir. Ancak bu tür ruhsatlardan sadece ihtiyaç
anında yararlanmak tavsiye edilmiştir.
MANEVİ-HÜKMİ PİSLİK (HADES)
26. Bir lisan faktörü olarak ortaya çıkan meseleler, temel
olarak hangi kelâmî hususlardadır?
Cevap: Kur’ân’ın hangi âyetleri muhkem, hangileri
müteşâbih olduğu, müteşâbihin neyi ifade ettiği,
müteşâbih âyetlerin anlaşılabilmeleri için tevil edilip
edilmemesi gerektiği, tevilin ve sınırlarının ne olduğu gibi
hususlardır.
27. Büyük hades nedir?
Cevap: Büyük temizlik (tahâret-i kübrâ) olarak da
adlandırılan gusül alınarak giderilebilen cünüplük
(cenâbet), hayız ve nifas gibi hükmi kirliliklerdir.
28. Küçük hades nedir?
Cevap: Küçük temizlik (tahâret-i suğrâ) de denilen
normal abdestle giderilebilen hükmi kirliliktir.
PİSLİKLERDEN TEMİZLENME YOLLARI
29. Necaseti temizleme hususunda mezheplerin nasıl bir
genel tutumu sözkonusudur?
Cevap: Fıkıh mezhepleri söz konusu usûller konusunda
farklı görüş ve yaklaşımlar ileri sürmüşlerdir. Sosyal
şartları ve ihtiyaçları dikkate alan Hanefî ve Mâlikî
mezhebi, kolaylık ilkesine ağırlık vererek necâseti
temizleme yolları konusunda daha müsamahalı
davranmıştır. Şâfiî ve Hanbelî mezhebi ise, temizlik
usûlleri konusunda daha sıkı şartlar getirmiştir.
30. Genel olarak maddi ve hakiki pislikten temizlenmek
için önerilen yollar nelerdir?
Cevap: Maddi ve hakiki pislikten temizlenmek için
önerilen yolları kısaca şöyle ifade edebiliriz: Su ile
yıkama, suda kaynatma, ateşe sokma, silme, ovalama,
kurutma, kazıma, üzerine toprak serpme, içindeki suyun
tamamını veya bir kısmını boşaltma, kimyasal yapısını
değiştirme (istihâle), tabaklama ve boğazlama.
31. Suyun temizleyici özelliği Kur’ân’da hangi ifadelerle
geçer?
Cevap: Canlıların hayat kaynağı olan suyun temiz ve
temizleyici özelliği Kur’ân’da şöyle anlatılmıştır: “Sizi
temizlemek için Allah gökten su indiriyor” (el-Enfâl,
8/11), “Biz gökten temizleyici su indirdik” (el-Furkân,
25/48).
32. Hz. Peygamber suyun temizleyici özelliğinden ne
şekilde bahseder?
Cevap: Hz. Peygamber de hadislerinde suyun temizleyici
olduğuna dikkat çekmiş, su kaynaklarının kirletilmemesi,
suyun israf edilmemesi ile durgun ve akarsuların
temizlikte kullanılmasıyla ilgili kural mahiyetinde
açıklamalar yapmıştır (Müslim, “Tahâret”, 94). Konuyla
ilgili prensip ifade eden bir hadis şöyledir: “Su temizdir.
Rengini, tadını ve kokusunu değiştiren bir şey dışında
hiçbir madde onu kirletmez” (İbn Mâce, “Tahâret”, 76).
33. Mutlak su nedir?
Cevap: Özellik ve tabii durumunu koruyan, içine
özelliğini değiştirecek başka maddelerin karışmadığı
sudur. Kar, yağmur, göl, ırmak, deniz, kaynak ve kuyu
suları bu grupta yer alır.
34. Temiz ve temizleyici olup olmaması bakımından da
mutlak sular kaç gruba ayrılır?
Cevap: Beş gruba ayrılır:
1-Temiz ve temizleyici özellik taşıyan sular.
2-Temiz ve temizleyici olmakla birlikte
kullanılması mekruh olan sular
3-Temiz fakat temizleyici olmayan sular
4-Temiz ve temizleyici olmayan sular
5-Temizliğinde şüphe bulunan sular
35. Mukayyet su nedir?
Cevap: İçine temiz bir maddenin katılmasıyla tabii
özellik ve niteliğini kaybeden mutlak sulara veya tabii bir
oluşumla meydana gelip özel bir isimle anılan sulara
mukayyet su denir.
36. Hanefi fakihlere göre akarsu ve durgun su nasıl
ayrılır?
Cevap: Hanefî fıkıh âlimlerinin kabul ettiği ölçüye göre,
bir saman çöpünü alıp götüren su “akarsu”, böyle bir
özelliğe sahip olmayan su ise “durgun su” olarak kabul
edilir.
37. Su kuyusu ve depoların temizlenmesi hususunda temel
hükümler nedir?
Cevap: Bu ölçülerden biri, kuyu veya depoyu yukarıda
anlatılan büyük veya küçük havuz hükmünde kabul edip
boşaltılacak su miktarını ve temiz sayılıp sayılmamasını
buna göre belirlemektir. Bunun yanında, suyun
gerekmedikçe pis sayılmasını ve israf edilmesini önlemek,
suyun içine düşen pislikten etkilenmeyecek ölçüde çok
olması ve suyu kullananın pislikle temas ihtimalinin çok
zayıf olması da hareket noktası olmuştur.
38. İstibrâ nedir?
Cevap: İstibrâ, tuvaletten sonra idrar yolunda kalabilecek
damla ve sızıntıların tamamen kesilmesi için bir süre
bekleme ve bundan sonra uzvun dışına çıkan idrar
yaşlığını temizleme işlemidir.
39. İstincâ nedir?
Cevap: İstincâ, tuvaletten sonra dışkı ve idrar yollarında
kalan dışkı, idrar, kan ve meni gibi pislikleri temizleme
işlemidir.
40. İstincâda kâğıdın kullanılmasının hükmü nedir?
Cevap: Fıkıh bilginleri kendi dönemleri itibariyle ilim
aracı olması sebebiyle istincâda kâğıdın kullanılmasını
doğru bulmamış iseler de, günümüzde tuvalet kâğıdı
olarak üretilen özel kâğıtların bu amaçla kullanılmasında
dinen bir sakınca bulunmamaktadır. Tuvalet kâğıdı istincâ
amacıyla
41. İlmihal dilinde özürlü kimlere denir?
Cevap: İlmihal dilinde özürlü, devamlı burun kanaması,
idrarı tutamama, devamlı kusma, devamlı kanayan yarası
olma, gibi abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan
bedenî rahatsızlıkları bulunanlara denilir. Bunların
mübtela oldukları rahatsızlıklara da özür (mazeret) adı
verilir.
ABDEST
42. “Abdest” kelimesinin etimolojisi nedir?
Cevap: Dilimizde yaygın olarak kullanılan “abdest”
kelimesi Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden
oluşmakta ve “el suyu” anlamına gelmektedir. Arapça
karşılığı, “vudû” olup güzellik, parlaklık ve temizlik
anlamına gelmektedir.
43. Fıkıh terimi olarak “abdest” nedir?
Cevap: Fıkıh terimi olarak abdest, belirli uzuvları
usûlüne uygun olarak su ile yıkamak ve bazılarını da ıslak
el ile meshetmekten ibaret bir ibadet temizliğidir. Fıkıhta
abdeste tahâret-i suğrâ (küçük temizlik) da denilir.
44. Hanefi fıkhına göre abdestin farzları nelerdir?
Cevap: 4 adet farzı şunlardır:
1. Yüzü yıkamak
2. Kolları dirseklerle birlikte yıkamak
3. Başı meshetmek
4. Ayakları topuklarla birlikte yıkamak
45. Abdest kaç kısma ayrılır?
Cevap: Abdest, farz, vacip, ve mendup olmak üzere üç
kısma ayrılır.
46. İbadet etmeden önce abdest almanın hükmü nedir?
Cevap: Her çeşit namaz, tilavet secdesi için abdest almak
farzdır. Kâbe’yi tavaf için abdest almak Hanefilere göre
vacip, diğer mezheplere göre farzdır. Sürekli olarak
abdestli bulunmak, ezan okumak, ezberden Kur’ân
okumak, dini ilimleri okuyup okutmak, cenaze yıkamak
için abdest almak ise menduptur.
47. Hanefi fıkhına göre abdesti bozan durumlar nelerdir?
Cevap: İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi,
kan gibi bir necâsetin, herhangi bir sıvının veya maddenin
çıkması ve yellenmek, vücudun herhangi bir yerinden kan,
irin veya herhangi bir necis maddenin çıkması, bayılma,
delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel
olan durumlar, namazda yakındaki şahısların duyabileceği
şekilde sesli olarak (kahkaha ile) gülmek, cinsî münasebet
veya kadınla fahiş (aşırı) temas ve dokunma abdesti
bozan başlıca sebeplerdir.
48. İlmihal dilinde özürlü kimlere denir?
Cevap: İlmihal dilinde özürlü, devamlı burun kanaması,
idrarı tutamama, devamlı kusma, devamlı kanayan yarası
olma, gibi abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan
bedenî rahatsızlıkları bulunanlara denilir. Bunların
mübtela oldukları rahatsızlıklara da özür (mazeret) adı
verilir.
49. İlmihal dilinde özürlü kimlere denir?
Cevap: İlmihal dilinde özürlü, devamlı burun kanaması,
idrarı tutamama, devamlı kusma, devamlı kanayan yarası
olma, gibi abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan
bedenî rahatsızlıkları bulunanlara denilir. Bunların
mübtela oldukları rahatsızlıklara da özür (mazeret) adı
verilir.
50. İlmihal dilinde özürlü kimlere denir?
Cevap: İlmihal dilinde özürlü, devamlı burun kanaması,
idrarı tutamama, devamlı kusma, devamlı kanayan yarası
olma, gibi abdesti bozan ve kısmen süreklilik taşıyan
bedenî rahatsızlıkları bulunanlara denilir. Akıntısı bulunan
kadınlar ile tıbbî cihazlara bağlı olarak tedavi gören
hastalar da bu gruba dâhildir. Bunların mübtela oldukları
rahatsızlıklara da özür (mazeret) adı verilir.
51. Özür sahibi olanlar için abdest hükmü nedir?
Cevap: Özür sahibi olanlar her vakit için abdest alır, iki
vakit arasında mazereti dışında bir sebeple abdesti
bozulmadığı sürece, her türlü ibadeti yapabilirler. Vaktin
çıkmasıyla abdestlerini yenilemeleri gerekir.
52. Fıkıhta mesh nedir?
Cevap: Fıkıhta mesh, abdestte elin ıslaklığıyla bir uzuv,
mest veya sargı üzerinde; teyemmümde ise toprakla yüz
ve kollar üzerinde yapılan sembolik temizlik çeşidini ifade
eder.
53. Kaç çeşit meshetme yöntemi vardır?
Cevap: Mestler üzerine meshetmek ve sargı üzerine
meshetmek şeklinde iki yöntemi vardır.
GUSÜL
54. Gusül nedir?
Cevap: Sözlükte, bir şeyi su ile yıkama ve yıkanma
anlamına gelen gusül, fıkıh terimi olarak, bütün vücudun
temiz su ile yıkanması şeklinde yapılan hükmi temizlik
işlemini ifade eder.
55. Guslü gerektiren durumlar nelerdir?
Cevap: Hükmi kirlilik durumu olarak kabul edilen
cünüplük, hayız ve nifastır.
56. Fıkıh dilinde cünüplük nedir?
Cevap: Fıkıh dilinde cünüplük, cinsel ilişki veya başka
bir yolla meninin şehvetle gelmesi (inzâl) sonucu oluşan
hükmi kirlilik halidir.
57. Hanefî ve Hanbelîlere göre güslün farzları nelerdir?
Cevap: Hanefî ve Hanbelîlere göre, gusülde ağız ve
burnun içi bedenin dış kısmından sayılmıştır. Bu
mezheplere göre guslün farzı üçtür. Bunlar da; ağzı su ile
yıkamak (mazmaza), burna su çekmek (istinşak) ve bütün
vücudu yıkamaktır.
58. Teyemmüm nedir?
Cevap: Teyemmüm sözlükte, bir işe yönelmek, bir şeyi
kastetmek gibi anlamlara gelir. Fıkıh terimi olarak ise,
büyük ve küçük hükmi kirliliği (hades) gidermek
maksadıyla, temiz toprak veya toprak cinsi sayılan bir
maddeye elleri sürüp yüzü ve iki kolu meshetmektir.
59. Kadınların özel halleri nelerdir?
Cevap: Kadınların özel halleri “hayız”, “nifas” ve
“istihâza”dır.