Arapça 4 - Kelimeler ve Deyimler Sözlüğü

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Uyanan Gençlik

  • ******
  • Join Date: Kas 2010
  • Yer: HATAY
  • 7462
  • +547/-0
  • Cinsiyet: Bay
Arapça 4 - Kelimeler ve Deyimler Sözlüğü
« : 15 Nisan 2017, 19:20:45 »
Sayı ve Temyîzi Kelimeler ve Deyimler
Yöneliş الاِتِّجَاه
Etiyopya أَثْيُوبْيَا
Ahtapot الأَخْطَبُوط
Döndürmek, idare etmek أَدَارَ يُدِير إِدَارَة
Devam etmek اِسْتَمَرَّ يَسْتَمِرُّ اِسْتِمْرَار
Tüketmek اِسْتَهْلَكَ يَسْتَهْلِكُ اِسْتِهْلاَك
Doğmak أَشْرَقَ يُشْرِقُ إِشْرَاق
Eşlik etmek, refakat etmek اِصْطِحَاب
Asarak idam etmek الإِعْدَام شَنْق اً
En iyi film müziği أَف ضَل مُوسِيقَى تَصْوِيرِيَّةٍ
Kurmak, yapmak أَقَامَ يُقِيمُ إِقَامَة
Keşfetmek اِكْتَشَفَ يَكْتَشِفُ اِكْتِشَاف
Yükümlü tutmak أَلْزَمَ يُلْزِمُ إِلْزَام
Emherî dili (Etyopya’nın dili) اَللُّغَةُ الأَمْهَرِ يَّة
Üretmek أَنْتَجَ ينْتِجَ إِنْتَاج
Dişi أُنْ ثًى
şekilde … بِحَيْثُ
Kalıntı بَقِيَّة (ج) بَقَا يَا
Baykuş الْبُومَة
Casusluk التَّجَسُّس
Hacim, büyüklük حَجْم
At حِصَان
Gelmek, (karanlık) çökmek حَلَّ يَحُلُّ حُلُول
Aday göstermek رَشَّحَ يُرَشِّحُ تَرْشِيح
Açı : زَاوِيَة (ج) زَوَايَا
Tereyağ الزُّبْدَة
Sandal, kayık زَوْرَق
Sahip, arkadaş صَاحِب (ج) أَصْحَاب
İster inan, ister inanma صَدِّقْ أَوْ لاَ تُصَدِّقْ
Işık : ضَوْء (ج) أضْوَاء
Boyunca ... طَوَالَ
boyunca … ... طِيلَةَ
Ötücü kuşlar الطُّيُور الطَّنَّانَة
Sürdürmek, devam etmek, kalmak ظَلَّ يظَلُّ ظُلُول
Karanlık الظَّلاَمُ
Koku veren عَابِق
Denk olmak, eşit olmak عَادَلَ يُعَادِلُ مُعَادَلَة
Gösteri عَرْض
Koku عِطْر
Kemikle ilgili عَظْمِيّ
Yem العَلَف
En azından عَلَى الأَقَلِّ
da, … yoluyla … ... عَلَى مَتْنِ
Ömür verildi (yaşadı) عُمِّرَ يُعَمَّ رُ
(Güneş) Batmak غَابَ يغِيبُ غِيَاب
Ayrılmak, terketmek غَادَرَ يُغَادِرُ مُغَادَرَة
Eskiden, geçmişte قديم اً
Maymun : قِرْد (ج) قِرَدَة
Asır قَرْن (ج) قُرُون
Kuzey kutbu القُطْبُ الشّمَالِيُّ
Kedi قِطَّة
Köpek كَلْب (ج) كِلاَب
Gezeğen كَ وْكَب
Torba, çuval كِيس
hesabına … .... لحِِسَابِ
Ayrılmamak, sürekli kalmak لَزِمَ يَلْزَمُ لُزُوم
Madde مَادَّة (ج) مَوَادّ
Taşlaşmış مُتَحَجِّر
Sığınak, yatak مَخْبَ أَ
Değişik, çeşitli مُخْتَلِف
Karıştırmak مَزَجَ يَمْزُجُ مَزْج
Kraliçe مَلِكَة
Minare مِئْذَنَة ve مَنَارَة
Deve kuşu النَّعَامَة
Gün, gündüz النَّهَار
Denk olmak وَازَى يُوَازِي مُوَازَاة
Ağırlık وَزْن
Koymak وَضَعَ يَضَعُ وَضْع
Günlük, her gün يَوْمِيًّا

İsim ve Fiil Cümlelerinde Kelimeler ve Deyimler
Daima, her zaman أَبَدًا
Gösterdi أَ بْدَى يُبْدِي إِبْدَاء
Yok etme إِتْلاَف
İyilik etmek أَحْسَنَ يُحْسِنُ إِحْسَان
Gizlemek أَخْفَى يُخْفِي إِخْفَاء
Artmak, fazlalaşmak اِزْدَادَ يَزْدَادُ اِزْدِيَاد
Kötülük etmek, kötü davranmak أَسَاءَ يُسِيءُ إِسَاءَة
Keder, acı, üzüntü أَسًى
Başına gelmek, isabet etmek أَصَابَ يُصِيبُ إِصَابَة
Aramak اِلْتَمَسَ يَلْتَمِسُ اِلْتِمَاس
Ulaşmak اِنْتَهَى يَنْتَهِي اِنْتِهَاء إلى
Tersine döndü اِنْقَلَبَ يَنْقَلِبُ اِنْقِلاَب
Yorgunluk أَيْن
En yüksek fiyata بِأَعْلَى ثَمَنٍ
Aldırış etmek, Aldırmak بَالَى يُبَالِي مُبَالا ة
ile aynı derecede, … e denk … ... بِمَنْزِلَةِ
Vazgeçmek, affetmek تَجَاوَزَ يَتَجَاوَزُ تَجَاوُز عَنْ
Fırsatını beklemek, kollamak تَحَيَّنَ يَتَحَيَّنُ تَحَيُّن
Kendini yere atmak, uzanmak تَرَامَى يَتَرَامَى تَرَامٍ
Davranış, tavır, hareket تَصَرُّف (ج) تَصَرُّفَات
Sarılmak, tutunmak تَمَسَّكَ يَتَمَسَّكُ تَمَسُّك
Yenilik جِدَّة
Olaylar حَادِثَة (ج) حَوَادِث
Hesaba çekmek حَاسَبَ يُحَاسِبُ مُحَاسَبَة
Dikkat etmek, sakınmak حَذِرَ يَحْذَرُ حَذَر
Değerini düşürmek حَطّ مِنْ
Kavga, tartışma خِصَام
Dost لُّ◌ُ خِ
Dalı çok, uzun ağaç دَوْحَة
Kesmek ذَبَحَ يَذْبَح ذَبْح
Kazanmak رَبِحَ يَرْبَحُ رِبْح
Nektar, balözü رَحِيق
Çiftçi زَارِع
Lezzetli, leziz, kolay yutulur سَائِغ
Sevindi سُرَّ
Gece yolculuğu سُرًى
Koşmak سَعَى يسْعَى سَعْي
Ticarî mal سِلْ عَة
Semizleşmek, besili olmak سمَِنَ يَسْمَنُ سِمَن
Destek سَنَد
Değer شَأْن
Arkadaşlığını sürdürmek صَادَقَ يُصَادِقُ مُصَادَقَة
İçten, samimi صَادِق
Dostluk صَدَاقة
Göz yummak, rıza göstermek طَاوَعَ يُطَاوِعُ مُطَاوَعَة
Arzu etmek, istemek, ummak طَمِعَ يطْمَعُ طَمَع
Azarlamak, ayıbını yüzüne vurmak عِتَاب
Bulmak عَثَرَ يعْثُرُ عُثُور على
Saymak عَدَّ يَعُدُّ عَدّ
Özür, mazeret عُذْر (ج) أَعْذَار
Derinlik عُمْق
Anka kuşu العَنْقَاء
Şekilden şekle giren çöl yaratığı غُولُ
Maske قِنَاعٍ
Kederlendi كُدِّ رَ
Bitkinlik كَلاَل
Ne mükemmel! مَا أَرْوَعَ
Sofra مَائِدَة
Hayvan (deve, sığır, koyun gibi) مَاشِيَة
Yaltaklanan مُتَزَلِّف
Pohpohlayan, yağcılık yapan مُتَمَلِّق
Uzak duran مُجَانِب
Seven مُحِبّ
Denek taşı, mihenk taşı, ölçü مِحَكّ
Sırdaş مَخْزَن لِلسِرِّ
Uzatmak مَدَّ يَمُدُّ مَدّ
İkiyüzlü, yağcılık yapan مُدَاهِن
Ayna مِرْآة (ج) مَرَايَا
Sağlığa elverişli مَرِيئ
Sorumluluk مَسْؤُولِيَّة
İmkansız مُسْتَحِيل (ج) مُسْتَحِيلاَت
Isınan, ısınmak isteyen مُسْتَدْفِئ
Plan, proje مَشْرُوع (ج) مَشَارِيع
Duygu مَشْعَر (ج) مَشَاعِر
Zorluklar, güçlükler مَصَاعِب
Zarar مَضَرَّة
Azarlayan, ayıbı yüze vuran مُعَاتِب
(Suç) işleyen مُقَارِف
Kötü مَكْرُوه
Barınak, sığınak مَلاَذ
Barınak, sığınak مَلْجَأ
Zengin مُوسِر
Soba مَوْقِد
Samimi, içten, nasihat eden نَاصِحُ
Rahat نَاعِم
Bal arısı نَحْلَة
Bencil, egoist نَفْعِيّ
Zarar vermek, etkilemek ... نَيْل مِنْ
Sakin هَادِئ
Hata, yanılgı, sürçme هَفْوَة (ج) هَفَوَات
Arzu, zevk, kapris هَوًى (ج) أَهْوَاء
Büyük, uzun (gölge) وَارِف
Yardımcı olmak, destek olmak وَاسَى يُوَاسِي مُوَاسَاة
Kök, damar وَشِيجَة
İlgi göstermek وصَلَ يَصِلُ وُصُول
Düşmek وَقعَ يَقَعُ وُقُوع
Yardım eli يَدُ الْعَوْنِ

İstisna Kelimeler ve Deyimler
Telefon etti : اِتَّصَلَ – يَتَّصِلُ – اِتِّصَالاً بِ
Tarihi eserler : الآثَارُ التَّرِيخِيَّةُ
İcat etti, buldu : اِخْتَرَعَ – يَخْتَرِعُ - اِخْتِرَاعًا
(Bitki vb.) çiçek açtı, çiçeklendi : أَزْهَرَ – يُزْهِرُ - إِزْهَارًا
En parlak, en görkemli : أَزْهَى
Ödünç aldı : اِسْتَعَارَ – يَسْتَعِيرُ - اِسْتِعَارَةً
Kapsadı, ihtiva etti : اِشْتَمَلَ – يَشْتَمِلُ – اِشْتِمَالاً عَلَى
Aydınlattı : أضَاءَ – يُضِيئُ - إِضَاءَةً
Saydı, kabul etti, itibar etti : اِعْتَبَرَ – يَعْتَبِرُ - اِعْتِبَارًا
Hazırladı : أَعَدَّ – يُعِدُّ - إِعْدَادًا
Ödünç verdi : أَعَارَ – يُعِيرُ - إِعَارَة
Edindi, sahip oldu : اِقْتَنَى – يَقْتَنِي - اِقْتِنَاء
Alıştırma : تَدْرِيبٌ (ج) تَدْرِيباتٌ
Masraf : تَكْلِيفٌ (ج) تَكَالِيفُ
Alıştırma : تَمْرِينٌ (ج) تَمْرِيناتٌ، تَمَارِينُ
Yöneldi : تَوَجَّهَ – يَتَوَجَّهُ – تَوَجُّهًا إلى
Yüz çevirdi, dost edindi, (bir görevi) üstlendi : تَ ولَّى – يَتَوَلَّى - تَوَلِّيًا
Fiyat : ثَمَنٌ (ج) أَثْمَانٌ
Park : حَدِيقَةٌ عَامَّة
Mezun : خِرِّيجٌ (ج) خِرِّيجُونَ
Kütüphane : خِزَانَةٌ (ج) خِزَانَاتٌ، خَزَائِنُ
Ödedi : دَفَعَ – يَدْفَعُ - دَفْعًا
Başbakan : رَ ئِيسُ الوُزَرَاءِ
Bağladı : رَبَطَ – يَرْبِطُ – رَبْطًا
Yüz çevirdi : عَنْ ، istedi : رَغِبَ – يَرْغَبُ – رَغْبَةً في
Donattı, teçhiz etti : زَوَّدَ – يُزَوِّدُ – تَزْوِيدًا بِ
Maaş : رَاتِبٌ (ج) رَوَاتِبُ
Saçak, çardak, çadır, revak : رِوَاقٌ (ج) أَرْوِقَة
Sporcu : رِيَاضِيٌّ (ج) رِيَاضِيُّونَ
Mahpus, hapis yatan kişi : سَجِينٌ (ج) سُجَنَاء
Gemi : سَفِينَةٌ (ج) سُفُنٌ
Girişe izin verildi : سمُِحَ بِالدُّخُولِ
Diploma : شَهَادَةٌ (ج) شَهَادَاتٌ
Gazete : صَحِيفَةٌ (ج) صُحُفٌ
Gazeteci : صَحَفِيٌّ (ج) صَحَ فِيُّونَ
Kutu : عُلْبَةٌ (ج) عُلَبٌ
Başlık, adres : عُنْوَانٌ (ج) عَنَاوِينُ
Başkent : عَاصِمَةٌ (ج) عَوَاصِمُ
Pahalı : غَالِيةُ الثَّمَنِ
Persler : الفُرْسُ
Fihrist : فِهْرِسٌ (ج) فَهَارِسُ
Filozof : فَيْلَسُوف (ج) فَلاَسِفَة
Sınav salonu : قَاعَةُ الاِمْتِحَ انِ
Görevlendirdi, yükledi : كَلَّفَ – يُكَلِّفُ – تَكْلِيفًا بِ
Sığındı : لجََأَ – يَلْجَأُ – لجُُوءًا إِلَى
Ziyafet, yemek daveti : مَأْدُبَةٌ (ج) مَآدِبُ
Karşılaşma, maç : مُبَارَاة (ج) مُبَارَيَاتٌ
Müze : مَتْحَفٌ (ج) مَتَاحِفُ
Belirli bir vakitle sınırlı : مُحَدَّدَ ةٌ بِوَقْتٍ مُعَيَّنٍ
İstasyon, tren istasyonu : مَحَطَّةٌ (ج) مَحَطَّاتٌ
Tahsis edilmiş, ayrılmış : المخَُصَّصُ
El yazma eser : مَخْطُوطَة (ج) مَخْطُوطاتٌ
Masrafları yüksek : مُرْتَفِعَةُ التَّكَالِيفِ
Muhabir : مُرَاسِلٌ (ج) مُرَاسِل ونَ
Fuar : مَعْرِضٌ (ج) مَعَارِضُ
Karmaşık, çetrefilli, zor : مُعَقَّدَة
Enstitü : مَعْهَدٌ (ج) مَعَاهِدُ
Kayıp, yitik : مَفْقُودٌ
Kütüphane, kitabevi, sıra : مَكْتَبَةٌ (ج) مَكْتَبَاتٌ
Marmara Bölgesi : مِنْطِقَةُ مَرْمَرَةَ
Liman : المِينَاءُ (ج) الم وَانِي
Nüshasını çıkardı, kopyasını aldı : نَسَخَ – يَنْسَخُ - نَسْخًا

Mukarebe, Reca ve Şuru  Kelimeler ve Deyimler
İstedi : اِبْتَغَى – يَبْتَغِي - اِبْتِغَاءً
En : أَجَّلَ – يُؤَجِّلُ - تَأْجِيلاً
İyilik yaptı : أَحْسَنَ – يُحْسِنُ – إِحْسَانًا إلى
Tartıştı, değişik oldu : اِخْتَلَفَ – يَخْتَلِفُ - اِخْتِلاَفًا
Yanına, refakatine aldı : اِصْطَحَبَ – يَصْطَحِبُ - اِصْطِحَابًا
İsabet etti : أصَابَ – يُصِيبُ - إِصَابَةً
Kurban(lık hayvan) : أُضْحِيَةٌ (ج) أَضَاحِي
Yağmur yağdı : أَمْطَرَتِ السماءُ
Bekledi : اِنْتَظَرَ – يَنْتَظِرُ - انْتِظًارًا
Gitti, acele etti : اِنْطَلَقَ – يَنْطَلِقُ - اِنْطِلاَقًا
Canlılık verdi, kendine getirdi : أَنْعَشَ – يُنْعِشُ - إِنْعَاشًا
Dağıldı, açıldı : اِنْفَرَجَ – يَنْفَرِجُ - اِنْفِرَاجًا
Bitti, sona erdi : اِنْقَضَى – يَنْقَضِي - اِنْقِضَاء
Dağıldı, açıldı : اِنْقَشَعَ – يَنْقَشِعُ – اِنْقِشَاعًا
Vasiyette bulunmak, tavsiye etmek : أَوْصَى – يُوصِي _ إِيصَاءً
Dert, sıkıntı : بُؤْسٌ (ج) أَبْؤُسٌ
Şimşek, telgraf : بَرْقٌ
Etkilendi : تَأَثَّرَ – يَتَأَثَّرُ – تَأَثُّرًا بِ
Karşılıklı tebrikleşmek : تَبَادَلَ – يَتَبَادَلُ – تَبَادُلاً التهْنِئَةَ
Yöneldi : تَوَجَّهَ – يَتَوَجَّهُ – تَوَجُّهًا إلى
Kayboldu, yolunu kaybetti : تَاهَ – يَتِيهُ - تِيهًا
Asker : جُنْدِيٌّ (ج) جُنُودٌ
Irak’ta Kufe yakınlarında tarihi bir yerleşim yeri : الحِيرَةُ
Şimşek gözü aldı, kamaştırrdı : البَرْقُ البَصَرَ ( ◌َ-) خَطِفَ
At : خَيْلٌ (ج) خُيُولٌ
Sevketti, götürdü : حمََلَ – يَحْمِلُ – حمَْلاً إلى
Boğazladı, kurban etti : ذَبَحَ – يَذْبَحُ - ذبْحًا
İş adamı : رَجُلُ العَمَلِ (ج) رِجَالُ الأعْمَالِ
Bolluk : الرَّخَاء
Bebek : رَضِيعٌ (ج) رُضَعَاء
Kabul etmedi, reddetti : رَفَضَ – يَرْفُضُ - رَفْضًا
Bulut : سَحَابٌ (ج) سُحُبٌ
(Su vb.ni) içirdi : سَقَى – يَسْقِي - سَقْيًا
Kötü oldu : سَاء – يَسُوءُ - سَوْءًا
Cellat : سَيَّافٌ
Ticari taksi şoförü : سَائِقُ سَيَّارَةِ أُجْرَةٍ
Çok ağır geldi, üzdü : شَقَّ – يَشُقُّ - شَقًّا على
Koyun : شَاةٌ (ج) شِوَاءٌ، شِيَاءٌ
Çarptı : صَدَمَ – يَصْدِمُ - صَدْمًا
Çıktı : صَعِدَ – يَصْعَدُ - صُعُودًا
Yüzey : صَفْحَةٌ (ج) صَفَحَاتٌ
Avlandı : صَادَ – يَصِيدُ - صَيْدًا
Rastladı, tesadüf etti : صَادَفَ – يُصَادِفُ - مُصَادَفَةً
Büyük, görkemli : ضَخْمٌ (ج) ضِخَامٌ
Garanti verdi, kefil oldu : ضَمَنَ – يَضْمَنُ - ضَمَانًا
Uçtu, uçup gitti : طَارَ – يَطِيرُ - طَيَرَانًا
Ortaya çıktı : ظَهَرَ – يَظْهَرُ - ظُهُورًا
Kaynadı : غَلَى – يَغْلِي – غَلْيًا، غَلَ يَانًا
Tirit yemeği : فَتَّةٌ
Allah sıkıntısını giderdi : فَرَّجَ اللهُ كُرْبَتَه
At : فَرَسٌ (ج) أَفْرَاسٌ
Binici, atlı, süvari : فَارِسٌ (ج) فُرْسَانٌ
Karşıladı, karşılaştı : قَابَلَ – يُقَابِلُ - مُقَابَلَةً
(Vakit, namaz vb.) geçti : فَاتَ – يَفُوتُ – فَوَاتًا، ف وْتًا
Güzel yüz : قَابُوس
Cüzdan, kese : كِيسٌ (ج) أَكْيَاسٌ
Sığındı : لجََأَ – يَلْجَأُ – لجُُوءًا إلى
Yetişti, yakaladı : لحَِقَ – يَلْحَقُ – لحََقًا، لحَِاقًا بِ
Onu öldürmekten başka çarem yok : لم أَجِدْ بُدًّا مِنْ قَتْلِه
Orta halli : مُتَوَسِّطُ الحَالِ
Kişilik : مُرُوءَة
Ayrıldı, (bir şeyi) alıp götürdü : مَضَى – يَمْضِي - مُضِيًّا
Marangoz : نَجَّار (ج) نَجَّارُونَ
Konakladı, (birinin yanında) kaldı, indi : نَزَلَ – يَنْزِلُ - نُزُولاً
Haber bülteni : نَشْرَةُ الأَخْبَارِ
Baktı : نَظَرَ – يَنْظُرُ – نَظَرًا إلى
ni : نَفِدَ – يَنْفَدُ – نَفَادًا
Dişi deve : نَاقَةٌ (ج) نَاقَاتٌ
(Rüzgar) esti : هَبَّ – يَهُبُّ – هَبًّا، هُبُوبًا
Hazırladı, hazırlık yaptı : هَيَّأَ – يُهَيِّئُ - تَهْيِئَةً
Sıçradı, sıçrayıp koşru : وَثَبَ – يَ ثِبُ - وُثُوبًا

Şart Edatları  Kelime ve Deyimler
Oğul: اِبْن (ج) أبْنَاء ، بَنِون/بَنِين
Ergenlik çağına gelmek : بَلَغَ أَشُدَّهُ
Bir meslek edinmek : احْتَرَفَ يَحْتَرِفُ اِحْتِرَافًا
Kavuşmak, idrak etmek : أَدْرَكَ يُدْرِكُ إِدْرَاكًا
Sımsıkı sarılmak, tutunmak : تَمَسَّ كَ يَتَمَسَّكُ تَمَسُّكًا
(Bir malı) işletmek, yatırım yapmak : اِسْتِثْمَرَ يَسْتَثْمِرُ اِسْتِثْمَارًا
Çalışmak : سَعَى يَسْعَى سَعْيًا
Kaybetmek : ضَيَّعَ يُضَيِّعُ تَضْيِيعًا
Yüz çevirmek : أَعْرَضَ يُعْرِضُ إِعْرَاضًا عَنْ
Fânîlik, geçicilik : الفَنَاء
Bir şeyi yapmaktan kaçınmak أَمْسَكَ يُمْسِكُ إِمْسَاكًا عَنْ
Baraj : السَّدُّ / السُّدُّ (ج) سُدُود
Kınamak : لاَمَ يَلُومُ لَوْمًا
Taraf, çevre : نَاحِيَةٌ (ج) نَوَاحٍ
Taşmak : اِنْبَثَقَ يَنْبَثِقُ اِنْبِثَاقًا
Taşacak yer, Taşkın yeri, alacak yer : مَفَاضٌ
Cimrilik : البُخْلُ
Cömertlik : السَّخَاء
Kaçınmak : ... اِجْتَنَبَ يَجْتَنِبُ اِجْتِنَابًا عَنْ
Casusluk yapmak, araştırmak : تَجَسَّسَ يَتَجَسَّسُ تَجَسُّسًا
Depolamak : اِدَّخَرَ يَدَّخِرُ ادِّخَارًا
Sanık : المتَُّهَمُ

Gayri Munsarif Kelimeler ve Deyimler
Üzgün : أَسِفٌ
Saçları birbirine karışmış olan kimse : أشمَْط (ج) شمَْطَاء
Dinlenmek : اسْتَجَمَّ يَسْتَجِمُّ اِسْ تِجْمَامًا
Işıklandırmak : أضَاءَ يُضِيءُ إِضَاءَةً
Adaletli davranmak : أَقْسَطَ يُقْسِطُ إِقْسَاطًا
Gecelemek : بَاتَ يَبِيتُ بَيْتُوتَةً
(Karanlığı) dağıtmak, kötülüğü ortadan kaldırmak : ( بَدَّدَ يُبَدِّدُ تَبْدِيدًا (الظُّلمَ
Evlenmek : تَزَوَّجَ يَت زَوَّجُ تَزَوُّجًا مِنْ
Mikrop : جُرْثُوم (ج) جَرَاثِيم
Humma (ateşli hastalık) : حمَُّى
Ayırmak, tahsis etmek : خَصَّصَ يُخَصِّصُ تَخْصِيصًا
(Bir şeyi) ilerletmek : خَطَى يَخْطُو خَطْوَةً ب
Konvoy : رَكْبٌ
(Zil vb. ) Çalmak : رَنَّ يَرُنُّ رَنِينًا
Rüzgar : رِيحٌ (ج) رِيَاح
Lider : زَعِيم (ج) زُعَمَاء
Yönetmek : سَاسُ سِيَاسة
Eğlendirmek : سَلَّى يُسَلِّي تَسْلِيَة
Bağ, İlgi : صِلَة (ج) صِلاَت
İki katına çıkarmak, katlamak : ضَاعَفَ يُضَاعِفُ مُضَاعَفَةً
Fırtına : عَاصِفَة (ج) عَوَاصِف
Dehâ : عَبْ قَرِيَّة
Zorluk : العَنَاء
Yakınlık, akrabalık : قُرْبَى
Gök kuşağı : قَوْسُ قُزَحَ
Konum, yer : مكانة
Ocak : المَوْقِدْ (ج) الموََاقِد
Soba : المِدْفَأَةُ (ج) المَدَافِئُ
İlerleyen, Kalkınan : النَّاهِضُ
Ulaşım araçları : وسائلُ المواصلاَتِ
Mandalina : اليُوسُ فِيُّ ، يُوسِف أَفَنْدِي

Tekîd Kelime ve Deyimler
Yüz çevirmek, bırakmak : أبَى يَأبَى إبَاءً
Almak, yapmak : أَتَى يَأتِي أَتْيًا وإِتْيَانًا
(Bir şeyle) meşhur olmak : اشْتَهَرَ بِ
(köle) azat etmek : أعْتَقَ
Mazeret sahibi olmak, mazereti olmak : أعْذَرَ يُعْذِرُ إِعْذَارًا
İşi bırakmak : اِنْقَطَعَ عَنِ العَمَل
Etkilenmek : تأَثَّرَ
Tekrarlanmak : تَرَدَّدَ يَتَرَدَّدُ تَرَدُّدًا
Girişmek : تَشَبَّثَ يَتَشَبَّثُ تَشَبُّثًا
Sabretmek, katlanmak : تَصَبَّرَ
Şişmek : ت قَ فَّع
Şişmek : تَوَرَّم يَتَوَرَّمُ تَوَرُّمًاَ
Vefat etmek : تُوُفِّىَ ◌َ
Karşılaşmak : جَابَهَ
Gümrük : جمُْرُك (ج) جمََارِك
Evet : جَيْرِ
Haset eden kişi : حَاسِد (ج) حُسَّاد
Yakın arkadaş : خِدْنٌ (ج) أَخْدَان
Görüş : رأيٌ (ج) آرَاء
Vazgeçmek, istememek : ... رَغِ بَ َ رَغْبَةً عَنْ
Teşvik etmek : رَغَّبَ فِي
Maaş : رَاتِب (ج) رَوَاتِب
Kurnazlık etmek : رَاغَ يَرُوغُ رَوْغًا
Zındıklık : الزَّنْدَقَة
Gazeteci : صَحَفِيٌّ
Sıkılmak : الضَّجْرُ
Örnek vermek : ضَرَبَ مَثَلاً
Gölge : ظِلٌّ (ج) ظِلا لٌ
Farketmek, bulmak : عَثَرَ عَلَى
Kartal : عُقَابُ (ج) أَعْقُب ، عِقْبًان
Bıkmak, usanmak : مَلَّ يَمَلُّ مَلاَلٌ
Beraber kalmak : المقَارَّةُ
Seçmen : نَاخِبٌ
Vali : الوَالِي (ج) الوُلاَةُ
Korumak : وَقَى يَقِي وِقَايَةً
Haber ajansı : وَكَالَةُ الأَنْ

Bedel Kelimeler ve Deyimler
Asil insanların oğlu : اِبْنُ الأَكْرَمِينَ
Ev eşyası, mobilya : أَثَاثٌ (ج) أُثُثٌ
Övdü, methü senâ etti : أَثْنَى – يُثْنِي – إِثْنَاءً على
Yandı : اِحْتَرَقَ – يَحْتَرِقُ - احْتِرَاقًا
Sırtlamasına yardım etti, sırtına yükledi : أَحمَْلَ – يُحْمِلُ – إِحمَْلاً على
Hendek : أُخْدُودٌ (ج) أَخَادِيدُ
Köleleştirdi : اسْتَعْبَدَ – يَسْتَعْبِدُ - اِسْتِعْبَادًا
Müslüman oldu : أَسْلَمَ – يُسْلِمُ - إسْلاَمًا
Meşhur oldu : اشْتَهَرَ ( اُشْتُهِرَ ) – يَشْتَهِرُ – اشْتِهارًا بِ
(Birini) isimlendirdi, (birine) … ismini verdi : أَطْلَقَ – يُطْلِقُ – إِطْلاَقًا على
Yöneldi, döndü : الْتَفَتَ – يَلْتَفِتُ - الْتِفَاتًا
Ayırt edildi, üstün oldu : اِمْتَازَ – يَمْتَازُ – اِمْتِيَازًا بِ
(Vakit) geçirdi, imzaladı, uyguladı : أَمْضَى – يُمْضِي - إِمْضَاءًا
İnledi : أَنَّ – يَئِنُّ - أَنِينًا
(Motor) durdu, bozuldu : تَعَطَّلَ – يَتَعَطَّلُ – تَ عطُّلاً
Yaşım ilerledi : تَقَدَّمَتْ بِيَ السِّنُّ
(Bir şeyden) faydalandı, tadına vardı : تَمَتَّعَ – يَتَمَتَّعُ – تَمَتُّعًا بِ
Parçalandı : تَمَزَّقَ – يَتَمَ زَّقُ - تَمَزُّقًا
Yıkıldı, çöktü : تَهَدَّمَ – يَتَهَدَّمُ - تَهَدُّمًا
Vefat etti : تُوُفِّىَ
(Bir mevkiyi, makamı) üstlendi : تَوَلَّى – يَتَوَلَّى – تَوَلِّيًا
Arap yarımadası : الجزيرة العربية
Sevketti, yaptırdı : حمََلَ – يَحْمِلُ – حمَْلاً على
Hizmet verenler, hizmetçiler : خَدَمٌ
Yoksun oldu, boş oldu : خَلاَ – يَخْلُو -خُلُوًّا
Rivâyetteki titizlik, hassaslık : دِقَّةُ الرِّوايةِ
Un anbarı, deposu : دَارُ الدقيقِ
İslam mesajı, daveti : رِسَالة الإسلام
Geçti, önüne geçti : سَبَقَ – يَسْبِقُ - سَبْ قًا
Parladı, ışıldadı : سَطَعَ – يَسْطَعُ – سَطْعًا، سُطُوعًا
(Alnından) şiddetle tutup çekti : سَفَعَ – يَسْفَعُ - سَفْعًا
Gemi : سَفِينَةٌ (ج) سُفُنٌ
Güç, kuvvet, otorite : السُّلْطَةُ
Eritilmiş yağ : سمَْنٌ (ج) سمُُونٌ
Geceyi uykusuz geçirdi, uyuyamadı : سَهِرَ – يَسْهَرُ - سَهَرًا
Yarıştı : سَابَقَ – يُسَابِقُ – سِبَاقًا، مُسَابَقَةً
Hüküm sürdü : سَادَ – يَسُودُ – سُؤْدَدًا، سِيَادَةً
Kırbaç : سَوْطٌ (ج) أَسْوَاطٌ ، سِيَاطٌ
Yüksek, yüce, ulu : سَامٍ (ج) سمَُاةٌ
Yelken : شِرَاعٌ (ج) شُرُعٌ، أَشْرِعَة
Çığlık attı, bağırdı : صَرَخَ – يَصْرُخُ – صُرَاخًا، صَرِيخًا
Değerli vasıflar, üstün özellikler : صِفاتُ الكَرَمِ
At kişnemesi : صَهِيلُ الحِصَانِ
Müşrik esirler içerisinde : ضِمْنَ أَسْرَى المشركينَ
Hoş oldu, memnun edici oldu : طَا