İlahiyat 2. Sınıf - Kelâm'a Giriş - Ünite 2 - Konu Anlatımı

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ders Hocası

  • Hocanın Biri
  • *******
  • Join Date: Eki 2016
  • Yer: Hatay
  • 63863
  • +526/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Arslaner
Kelâmın Doğuşu

Kelamın yöntemi iki bilgi kaynağından beslenerek gelişmiştir. Bunlardanbirincisi vahy ve nakil; Vahyin eseri K.K ve ikincisi de akıldır.

Kelamın ana konularının ortaya çıkışı

· Beş döneme ayrılabilir: 1. Hz. Peygamber Dönemi: vahyin devam ettiği dönem.2. İhtilaflar Dönemi: kelami tartışmaların ortaya çıktığı ilk fikrihareketlerin başladığı dönem. 3. Mutezile mezhebinin ortaya çıkış dönemi. 4.Ehli kitap kelam mezheplerinin ortaya çıkışı. 5. Yeni ilmi kelam dönemi: Ondokuzuncu asrın sonundan başlayarak halen devam etmekte olan dönem.

Hz. Peygamber Dönemi

v Kur’an vahyinin devam ettiği ve hz. Peygamberin vefatına değin süren dönem. §Bugünkü anlamda herhangi bir İslami ilim olmadığı için kelam ilmi de yoktu.

Bütün bunlar bu dönemde hiç tefekkürün bulunmadığı veya itikadi probleminçıkmamış olması anlamına gelmez. Cennet cehennem hayatı konularında çokkonuşulup düşünülmüş konuşulmuştur ve peygamber bunları yasaklamamıştır.

v K.K henüz tamamlanmamıştır. v Dönemde aykırı fikirler çıkmamıştır. v Aklatakılanları Hz peygambere sorma şansları vardı. v Peygamberimiz (SAV) diğerdinlerin mensuplarının da kasıtlı ya da iyi niyetle sorulmuş sorularını dacevaplamıştır. v Peygamber bunu yaparken vahy ve Allah’ın kendisine verdiğibilgi ile hareket ediyordu. v Peygamber insanlarla tartışmıştır. (NecranHıristiyanlarıyla Hz. İsa’nın şahsiyet ve mahiyetini tartışması meşhurdur)

İlk İhtilaflar Dönemi

Bu ihtilaflar dahili ve harici sebeplere dayanır.

DAHİLİ SEBEPLER v Müteşabihatın direk olarak anlaşılamaması v Siyasi nedenlerHARİCİ SEBEPELR v Tercüme faaliyetleri v Fetih ve başka sebeplerle başkakültürlerle karşılaşılması

KIRTAS HADİSESİ

! Şia ekolünün önemli dayanaklarından biridir.

Peygamberin ölüm hali üzerindeyken “bana kağıt ve kalem getirin size yazıyazdırayım ki benden sonra sapıklığa düşmeyesiniz “ dedi. Bir kısım sahabeisteğini yapmak istedi hz. Ömerin de aralarında bulunduğu grup ise bu bir vahydeğil yorulmasın dediler ve kağıt getirilmesi. Bun da “kırtas hadisesi”denildi.

Bütün bunlar bu dönemde hiç tefekkürün bulunmadığı veya itikadi probleminçıkmamış olması anlamına gelmez. Cennet cehennem hayatı konularında çokkonuşulup düşünülmüş konuşulmuştur ve peygamber bunları yasaklamamıştır.

HİLAFET MESELESİ

! Aslında hilafet İslam hukukunun meselesidir. Burada konu edilmesi şiaekolunun konuya itikadi muhteva kazandırması üzerine olmuştur.

 Aslında K.K halifenin kim olacağı ya da nasıl seçileceği konusunda bilgiyoktur. Hilafet meselesi etrafında İslam düşüncesinde ortaya çıkmış fikirler Ehlisünnet görüşü: Hz. Peygamber kendinden sonra kimin halife olacağı ileilgili bir belirleme yapmamıştır. Dolayısıyla halifenin belirlenmesi seçimleolmalıdır. Bu minvalde istişare ile Ashap HZ Ebu Bekir’i halife seçmiştir. ØŞia ‘nın görüşü: Halifelik meselesi seçime bırakılacak bir iş değildir. Halifenassla belirlenir. Hz peygamber Hz. Ali ‘yi kendisinden sonra halife olaraktayin etmiştir. Ø Haricilerin görüşü: Ehlisünnetle aynı görüştedirler.Halifenin belirlenmesi seçimle olmalıdır.

Siyasi anlaşmazlıklar ve İç savaş

Hz.Osman’ın şehadeti Cemel ve Sıffın olayları sonucu ortaya çıkan kelamisorunalr : 1. Büyük günah işleyenin durumu:

Hariciler e göre ; Adam öldürmek gibi büyük günah işleyen kişi dinden çıkarkâfir olur. Ölünce de ebediyen cehennemde kalır ve azabı kâfirinkindenfarksızdır. Mutezileye göre; Dinden çıkarsa da kâfir olmaz. İman ile küfürarasında kalır. Ne mümin ne de kâfir sayılır. Ölünceye dek tövbe etmesibeklenir. Tövbe etmeden ölürse ebedi olarak cehennemde kalır. Buna rağmen azabıkâfirlerinkinden daha hafif olur. Mürciye’nin görüşü; konu hakkında hükümverilmemelidir. Sorun ahrete ertelemek uygundur. Ehli Sünnetin görüşü; günahlarhelal sayılarak işlenmedikten sonra kişiyi dinden çıkarmaz. Bununla birliktegünahlar imana zarar verir ve sahibi ahrette cezalandırılır. Allah dilerseaffedebilir.

2. İmanın tanımı mahiyeti iman –amel ilişkisi meselesi: 3. Kader ve iradehürriyeti.

Kader ve irade hürriyeti Sorunu

Bu sorun etrafında gelişen mezhep\ekoller: Cebriyye: Metinleri kendi fikirlerinionaylatacak şekilde anlayan ve anlamlandıran ekoldür. İnsansın hareketlerindeyapıp ettiklerinde etkin olmadığını cebr halinde olduğunu ileri sürer. Mutezileve ehlisünnet de cebriye ye tepki olarak doğmuştur.

Müslümanların diğer din mensuplarıyla karşılaşmaları

 Arabistan yarımadası sakinleri sade bir hayat ve pek karmaşık olmayan bir dinanlayışına sahiptiler. Oysa yeni alınan topraklarda yaşayanların dinanlayışları daha farklı ve karmaşık olur. Ø Suriye ile Mısır’da Hıristiyanlıkve Yahudilik yaygın dinlerdi. İran ve Irak ‘ta Mecusilik Sabilik MazdekıyyeSeneviyye ve Zerdüştilik yaygın dinlerdi. v Dolayısıyla dine yeni girenlerinyeni görüşler ortaya çıkarması eski inanışlarının ve kültürlerinin tesiriylefarklı fikirler savunmaları doğal bir durumdu. Ø Ayrıca yeni fethedilenyerlerde islam’ı gerçekten kabul edenlerin yanında İslam akidesini bozmakniyetiyle çalışanlar da vardı. (Batınıyye grubu buna örnektir.) ØHıristiyanlarla (Suriye Mısır gibi ülkelerde iran hint ve yunan felsefesindenetkilenmiş olan ) Müslümanların karşılaşması sonucu her iki taraf da kendidinlerinin savunusunu yapmıştır.

! Bu arada Müslüman Âlimler de Hıristiyanlık ve diğer dinlere karşı reddiyeleryazmıştır.

Er- Red alen –nasara Er-Red alel Mecus Er-Red aless Sümeniyye Er-Red aledDehriyye Er-Red alet Tabiyyin

Özellikle Allah’ın birliği zatı ve sıfatları teşbih tescim konularında önemlitartışmalar yaşanmıştır.

Hıristiyan ilahiyatçı Yuhanna ed-Dımeşki Allah’ın birliği ve Hz İsa’nın tabiatıhususlarında Müslümanlarla nasıl tartışılması gerektiği üzerinde çalışıp metotbelirlemeye çalışmış İslam’a karşı reddiyeler yazmıştır.

 Farklı dinlerle karşılaşılması sonucu tartışılan başlıca konular: Ø Tevhid ØTeslis Ø Teşbih Ø Tescim Ø Kader Ø Cebir Ø İhtiyar Ø K.K Hakikatleri Ø Tevratve İncil’in tahrif edilmişliği Ø Nübüvvet Ø Mesih Ø Mehdi

Tercüme faaliyetleri

Fethedilen yerlerde Yunan felsefesinin ağırlıkla bilindiği ve kullanıldığı vemetodundun da faydalı olacağı görülmüş böylelikle tercüme hareketleribaşlamıştır.

Tercüme hareketleri yalnız felsefe değil tabii ilimler tıb kimya astrolojisimya ahlak bilimleri eserlerini de içermektedir.

Ø Emeviler’in son zamanlarında başlamış Abbasilerden Mansur Harun Reşit veMemun zamanında devam etmiştir. İlk tercüme faaliyetleri Mansur zamanındamantık alanında gerçekleşmiştir. Ø İlk tercümeler pozitif bilimlerle ilgilidirdaha çok Ø Mantık alanındaki ilk tercümeyi İbn el-Mukaffa yaptığı söylenir. ØSistemli olarak felsefe tercümeleri Memun zamanında yapılmaya başlanmıştır. Pekçok “Darul Hikme “( felsefe akademisi ) kurulmuştur. § Yunan felsefesinin İslamdünyasına aktarılmasında dönemin ilim merkezleri olan “İskenderiye”“Cündişapur” “Harran” okullarının rolü büyüktür. § Bu okullarda okutulandiller; Yunanca Süryanice Pehlevice ‘dir. KELAM –FELSEFE yakınlaşmasına en çokmeyleden Mutezile Grubu olmuştur. Mutezile âlimleri önce felsefeninyöntemlerini öğendiler sonra bu yöntemleri onlara karşı kullanmaya başladılar.

 Bu felsefe faaliyetleri sonucu yetişen ilk İslam filozofları yetişmiştir;KINDİ FARABİ İBNİ SİNA gibi.

Usuluddin de İhtilafın hükmü: Ø İdeolojik olan İslam toplumunu parçalamayayönelik ihtilaflar caiz görülmemiştir. Ø Dinin temel prensiplerinde ihtilafetmek caiz görülmemiştir. Ø Birkaçı dışında İslam âlimleri dinin anaprensipleri dışında itikadi bir konuda ihtilafları olan fırkanın tekfiredilemeyeceğinde ittifak üzeredirler.