Mezheplerin Ortaya Çıkış Nedenleri
PSİKO-SOSYAL FAKTÖRLER
İnsan sosyal bir varlıktır.İnsanın içinde bulunduğu toplumsal gerçeklik,hakikat algısının şekillenmesinde birincil derecede işlev görür.—Mezheplerin oluşum ve gelişim süreçlerinde insan hem bireysel hem de toplumsal olarak aktif rol üstlenmektedir.
1.İnsanın Tabiatı:İnsanın yetiştiği ortam,yaşadığı zaman dilimi,karşılaştığı psiko-sosyal problemler,muhatap olduğu insanlar din anlayışının şekillenmesinde önemli bir rol oynar.Mesela Medine’deki Müslümanların İslam dinini anlama biçimleriyle,çölden gelen bedevilerinki aynı olmamıştır.
2.Nassların Tabiatı:Mezheplerin doğuşuna yol açan farklılaşmalar nassların yorumu konusundaki görüş ayrılıklarından beslenmiştir.—Kur’an insan aklına geniş bir hareket alanı tanımıştır.Mesela pek çok ayette insan düşünmeye ve aklını kullanmaya davet edilmiştir.
3.Farklı Din , Kültür ve Medeniyetlerle Olan Etkileşimler:İslam , Mekke ve Medine sınırlarını aşıp geniş kitlelere ulaştıkça,farklı dinlere ve kültürlere mensup kişilerde müslüman oldu.—Hz. Peygamber döneminden itibaren Mekke ve Medine , yeni dinin merkezi olmaları dolayısıyla çok fazla göç almaya başladı.Bu durum, demografik yapılarının yeniden şekillenmesine yol açtı.—Ama yeni durum,yeni problemlere de kapı araladı:Mesela bedeviler için şehir yaşamı,hızlı baş döndürücü bir kültür değişimiydi ve yeni duruma intibak sorununu beraber taşıyordu.—İslam dininin,diğer semavi dinlere karşı üstün olduğu Müslümanlarca temellendirilmeye çalışıldı,Yahudi ve Hristiyan din adamlarıyla tartışmalara girildi.
SOSYO-POLİTİK FAKTÖRLER
Hz.Muhammed’in 10/632 yılındaki ölümüyle birlikte ,siyaset eksenli gelgitler yaşamıştır.—İlk ortaya çıkan farlılaşmalar genelde siyasi temelli olmuştur.—Bu ihtilaflar kimi zaman karşılıklı silahlı mücadele boyutuna varmıştır.
1.Halife Seçimleri:Halife seçimine yönelik ilk girişim Medineli müslümanların Sa’ide Oğulları gölgeliğinde bir araya gelip Sa’da b. Ubade ismi üzerinde uzlaşmalarıdır.—Hz. Ömer ,Hz. Ebubekir ve Ebu Ubeyde hızlıca ensarın toplandığı yere geldiler ve karşılıklı müzakerelere başladılar.—Hz.Ebubekir ve Hz. Ömer ,Hz. Ebubekir’in halifeliği konusunda Sad b. Ubade dışında orada bulunan tüm sahabeler uzlaştılar.—Hz. Ali ve Haşimoğulları , belli bir müddet gecikmeyle de olsa Hz. Ebu Bekir ‘e halife olarak biat ettiler.
2.Hz. Osman Dönemi Olayları: Hz. Osman’ın on iki yıl süren halifenin ilk altı yılı , sonradan yaşanacak problemlerin ipuçlarını bünyesinde taşımakla birlikte genellikle sorunsuz geçmiştir.İkinci altı yılında Ümeyye Oğulların’dan olan Hz. Osman’ın devlet görevlerinde ve vali atamalarında kendi akrabalarını tercih etmesi ,kökleri İslam öncesine uzanan Ümeyyeoğulları – Haşimoğulları çekişmesini ve rekabetini tetikledi.–Hz. Osanın otoritesini tam olarak gösteremedi .Diğer halifelerin uygulamalarıyla uyuşmayan bazı yaptırım ve tutumları olmuştur.Söz konusu tutumları,tümüyle keyfi değildir; temelinde önemli hassasiyetler yatmaktaydı.—Hz. Osman’ın ölümünden sonra Medine’de yaşanan kargaşanın mimarları ,Hz. Ali’nin hilafeti üzerinde uzlaştılar ve Medine halkını ona biat etmeye zorladılar.—Medine halkı onun hilafetinin Hz. Osman ‘ın katillerini bulup cezalandırması koşuluyla kabul etti.—Hz. Osman’ın katilleri bir veya birkaç kişiyle sınırlı değildi; aksine bir topluluk tarafından öldürülmüştü ve bu topluluk Hz. Ali’nin halife olmasını sağlayan kesimdi.Zaman Hz. Ali’nin aleyhine işliyordu.
3.Cemel ve Sıffın Savaşları:Hz. Osman’ın katillerinin bulunması geciktikçe , Hz Ali’nin halifeliğine yönelik tepkiler artmaya başladı.Bu süreçte en önemli gelişme,başlarında Hz. Aişe ile Talha ve Zübeyr gibi seçkin sahabilerin de bulunduğu bir kesimin ,halifeliğe karşı birleşmesiydi.—Hz.Ali ordusuyla muhalefet ordusunu Basra’da karşıladı.—Gece yarısında ise her iki kesimin taraftarları arasında, karşı tarafın baskında bulunduğu yönünde bir şayia yayıldı.Her iki kesim de ne olduğunu anlamadan kendilerini bir savaşın içinde buldular.Birçok sahabinin şehit olduğu Cemel savaşı , Hz.Ali ve taraftarlarının lehinde sonuçlandı.Böylece Hz .Ali’nin otoritesi iyice güçlendi.—Suriyeliler ve Şam valisi olan Muaviye Hz. Ali’nin halifeliğini tanımadı.Muaviye Hz. Osman’ın katillerinin bulunup cezalandırılması isteğini daha da ileri bir noktaya taşıdı ve onun katillerinden Hz. Ali’yi sorumlu tuttu.—Sonunda iki kesim arasında kaçınılmaz bir savaş başladı.—Muaviye ordusu bozguna uğramak üzereyken , Amr b. El-As ‘ın önerisiyle mızrakların uçlarına Kuran ayetlerinin yazılı olduğu sahifeler takılarak , savaşın durdurulması ve Kuran’ın hakemliğine baş vurulması talep edildi.Hz. Ali olayın bir hile ve aldatmaca olduğunun farkındaydı.Ama bu hileden oldukça etkilenen askerlerine bu gerçeği anlatmayı başaramadı.
TAHKİM OLAYI
Hz.Ali’nin hakemi olarak Ebu Musa el-Eşari , Muaviye’nin hakemi olarak da Amr b.el –As seçildi.Her iki hakem , Hz.Osman’ın katillerinin bulunup derhal cezalandırılması ve bunu da şura yoluyla gerçekleştirilmesi konusunda anlaştılar.Bu kabul Hz. Ali ile Muaviye’nin ilk etapta görevlerinden alınmalarını ve şura yoluyla alınacak karara uymalarını gerekli kılıyordu.
Amr b. El-As antleşma metnine sadık kalmayarak , Hz. Ali’yi görevden alıp yerine Muaviye’yi getirdiğini söyledi.Bunun üzerine ortalık yeniden karıştı ve bir sonuca varılamadan olay neticelendi.
Bu olay sonunda Hz. Ali’nin taraftarları ikiye bölündü.Hz. Ali’yi tahkime zorlayanlar,bunu yapmakla günah işlediklerini ,fakat bu günahlarından tevbe ettiklerini,Hz.Ali’nin tevbe etmesi gerektiğinin iddia ettiler.Hatta daha da ileri giderek Hz. Ali’yi hakem tayin ettiğinden dolayı küfürle suçladılar.Hicretin 40.yılında Hz. Ali yine onlardan birisi olan Abdullah b. Mülcem tarafından şehit edildi