GİRİŞ
1. Devlet Nedir?
Cevap: Bir ülkeye yerleşmiş insan topluluğunun düzenini
kuran ve temsil eden siyasî iktidarın, kişiliğe ve
egemenliğe sahip bir kuruluş biçimindeki görünüşüne
devlet denir.
2. Devletin görevleri nelerdir?
Cevap: Bir ülkede yaşayan toplumun adaletli bir şekilde
yönetilmesi, kişi hak ve özgürlüklerinin sağlanması,
toplumda barış ve huzurun temin edilmesi, toplumun
ihtiyaçlarını karşılamak ve toplum için faydalı olan
şeylerin yapılmasını sağlamak ve bütün bu faaliyetlerini
hukuk kurallarına uygun olarak yürütmek devletin
görevidir. Bu sebeple bir devlet, genel kabul görmüş
kanunlarla toplumu yönetir.
HAK VE HUKUK
3. Bireyle ilgili kaç çeşit haktan bahsedilir ve bunlar
nelerdir?
Cevap: Bir kişiyle ilgili üç çeşit haktan bahsedilebilir.
Bunlar;
Allah Hakkı,
İnsan Hakkı ve
Ortak Hak’tır.
4. Allah Hakkı ne demektir?
Cevap: “Hukukullah” da denilen Allah hakkı, Kur’ân ve
Sünnet’te belirlenmiş, yapılması durumunda Allah’a daha
çok yaklaşmayı ve toplum yararı sağlayan emir ve
yasaklardır. Bu kapsamdaki eylemler arasında namaz,
oruç, zekât gibi ibadetler ile iyiliği emretmek, kötülüğü
yasaklamak, hırsızlık, içki, zina gibi suçlardan sakınmak,
ortak kullanım haklarını korumak sayılabilir.
5. İnsan Hakkı ne demektir?
Cevap: “Hukuku’l-ibâd” da denilen insan hakkı, özel
olarak kişilerin haklarını korumayı hedef alan haklar olup
daha çok “kul hakları” kavramıyla ele alınır. Genel ya da
özel olan bu haklarda hak sahibinin; affetmesi, sulha
yanaş-ması, ibra etmesi ya da mübah kılmasıyla hakkı
düşürmesi mümkün ve caizdir. İnsan hakkı aleyhine
işlenen her suç için ayrı ceza gerekir.
6. Ortak Hak ne demektir?
Cevap: Ortak hak Allah ve insan hakkının bir arada
bulunduğu haklardır. Mesela Toplumu katl suçundan
temizlemek Allah hakkı, maktulün velisinin kinini dindirip
gönlünü hoş etmek kulun hakkıdır.
7. Ruhsat terimi hangi anlamlara kullanılır?
Cevap: Ruhsat; kulların özrü nedeniyle kolay olan ikinci
derece meşru kılınan şeydir. Ruhsat hususidir, geneli
bağlamaz.
8. Azimet terimi hangi anlamlara kullanılır?
Cevap: Azimet; her mümini ilgilendiren her mükellefin
uymak zorunda olduğu esastır.
İSLÂM’DA ADALET ANLAYIŞI
9. İslâm Medeniyetinde Adalet kavramı nasıl
anlaşılmaktadır?
Cevap: Adalet kelimesi her şeyin ve herkesin hakkını
verme, haksızlığa düşmeden düzenli ve dengeli davranma,
orta yolu tutma anlamında kullanılmıştır. Adalet kavramı
İslâm medeniyetinde, hukuk önünde herkese eşit
davranmak, kültür, bilgi ve makam farklılıklarından dolayı
insanlara farklı davranmamak biçiminde anlaşılmıştır.
Adaleti gerçekleştirme görevini Müslümanlara yükleyen
İslâm medeniyeti, tarihi boyunca çok büyük başarılara bu
temel değere gösterdiği titizlikle ulaşmıştır.
İSLÂM MEDENİYETİNDE HUKUK
KURUMLARININ TARİHÎ SÜRECİ
10. Medine Sözleşmesinin amacı nedir?
Cevap: Antlaşma Hz Muhammed, Yahudiler,
Müslümanlar, Paganlar ve şehrin ileri gelen aileleri ile
kabilelerini içermekteydi. Medine'de bulunan Hazrec ve
Evs kabileleri arasında yaşanan iç çatışmalara son vermek
için, şehirde yaşayan Yahudi, Müslüman ve Pagan
topluluklarını Ümmet adlı tek çatı altında toplayarak, her
birine sorumluluk ve payları verilmiştir. Antlaşmanın
düzenlenme amacı hangi dine mensup olursa olsun,
şehirde bulunan toplulukların özgürce ve huzur içerisinde
yaşamasını sağlamaktır.
11. Medine sözleşmesinin önemli maddeleri nelerdir?
Cevap: Sözleşmesinin önemli maddeleri şöyle
sıralanabilir:
Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde
yaşayacaklardı.
Şehrin dışından gelen saldırılarda, hep birlik
olunacak ve şehir savunması birlikte yapılacaktır.
Yahudiler dinlerinde serbest olacaktır.
İki taraftan birinin, üçüncü bir tarafla olan
anlaşmazlığında diğer taraf yanında yer alacaktır.
Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak
anlaşmazlıklarda, Hz Muhammed hakem olarak
kabul edilecektir.
Her topluluk kendine ait bölgeden sorumlu
olacaktır.
Çıkacak bütün anlaşmazlıklar Allah'a ve
Resul'üne sunulacaktır.
12. Medine sözleşmesinin içeriğinde bulunan konular
nelerdir?
Cevap: Medine sözleşmesinin içeriğindeki konular şöyle
sıralanabilir:
Adalet,
Suçun şahsiliği,
Sigorta,
Vatandaşlık ve savunma,
Medine şehrinin sınırları,
Din özgürlüğü ve takva.
13. Hz. Peygamber’in sağlığında fetva veren erkek ve
kadın sahabeler kimlerdir?
Cevap: Hz. Peygamber’in sağlığında fetva veren erkek ve
kadın sahabeler;
Ömer b. Hattab,
Ali b. Ebi Talib,
Hz. Aişe,
Abdullah b. Mesûd,
Zeyd b. Sabit,
Abdullah b. Ömer,
Abdullah b. Abbas’dır.
14. İslâm tarihinde ilk hapishane uygulaması ne zaman
başlamıştır?
Cevap: İlk hapishane uygulaması Hz. Ömer devrinde
başlamıştır.
HULEFÂ-YI RÂŞİDÎN DEVRİ
15. İslâm Tarihinde vilâyetlere ilk kadı kimin tarafından
atandı? Kimler nerelere kadı tayin edildiler?
Cevap: İslâm Tarihinde vilâyetlere ilk kadı tayin eden ilk
kişi Hz. Ömer’dir. Hz. Ömer;
Ebu’d Derdâ’yı Medine kadılığına,
Şureyh b. Haris el-Kindî’yi Kûfe kadılığına,
Ebu Musa el-Eş’arî’yi Basra kadılığına,
Osman b. Kays’ı da Mısır kadılığına tayin etti.
Şam bölgesi kadılığını ise müstakil bir kadılık haline
getirdi. Hz. Ömer, bu kadıların davaları halletmekte
uygulayacakları bir kanun da oluşturdu.
16. İcmâ kavramı hangi anlamlarda kullanılmaktadır?
Cevap: İcmâ; herhangi bir asırda İslâm ümmeti
müçtehidlerinin bir meselede görüş birliği etmesi.
17. Kıyas kavramı hangi anlamlarda kullanılmaktadır?
Cevap: Kıyas; Kur’an’da Resullah’ın sünneti hakkında
delil olmayan hüküm verilmemiş fıkhi meselelerde hüküm
vermektir.
EMEVİLER DEVRİ
18. Emeviler devrinde yargı hangi yönleriyle öne
çıkmaktadır?
Cevap: Emeviler devrinde yargı iki yönüyle öne çıkar:
Kadı, içtihadının gerektirdiği doğrultuda bizzat
kendisi karar verirdi. Kadıların uymak zorunda
oldukları dört mezhep o sırada yoktu. Bu
mezhepler daha sonra oluşmuştu.
Kadılar, kararlarında bağımsızdılar, yargı
siyasetten etkilenmiyordu. Tasarruflarında
mutlak yetki sahibi idiler, kararları valiler ve
vergi âmilleri hakkında da geçerliydi.
ABBASİLER DEVRİ
19. Başkadılık (kâdilkudâtlık) ne zaman başladı?
Cevap: Harun Reşid devrinden kâdilkudâtlık (başkadılık)
müessesesi kuruldu. Bu göreve ilk olarak İmam Ebu
Yusuf getirildi. Bu tarihten sonra kadılar başkentte
bulunan kâdilkudât tarafından tayin edilmeye başlandı.
20. Kadı’nın görevleri nelerdir?
Cevap: Kadı’nın görevleri; davalara bakmak, yetimleri,
mecnunları ve henüz erginlik çağına ulaşmamış çocukları
koruyup gözetmek, bunlara veli ve vasi tayin etmek,
vakıflarla ilgilenmek ve şer’î kanunları ihlâl edenleri
cezalandırmaktan ibaretti.
SELÇUKLULAR DEVRİ
21. Selçuklular döneminde orduda görev yapan ve
askerler arasında ortaya çıkan davalara kimler bakardı?
Cevap: Selçuklular döneminde orduda görev yapan ve
askerler arasında ortaya çıkan davalara Kadıasker veya
Kadıleşker denirdi.
OSMANLILAR DÖNEMİ
22. Osmanlı Devleti’nin hukuk sistemi içerisinde yer alan
örfi hukuk ne anlama gelmektedir?
Cevap: Örfi Hukuk, hükümdarın irâdesine bağlı olarak
koyduğu kurallar ve bunun için çıkarılan fermanlardır.
Yani hükümdarın siyasî, idarî konularda bağımsız
iradesidir. Bunun için hükümdar yargı yetkisini
kullanırken yeni birtakım kurallar koyabilirdi ve bu
konuda yetkileri sınırsızdı.
İSLÂM MEDENİYETİNDE OLUŞAN HUKUK
KURUMLARI
23. İslâm Hukukuna göre kadı olabilmenin şartları
nelerdir?
Cevap: İslâm hukukuna göre, kadılık (hâkimlik) görevi;
görme, duyma ve konuşma organlarının sağlamlığı
yanında, hukuk eğitimi ve birtakım ahlâkî özellikleri de
gerekli kılan önemli bir meslektir. Kadı (hâkim) olmanın
şartları arasında Müslüman, ergen, akıl sahibi, hür, sağlam
duyu organları, adalet ve içtihad bilgisine sahip olması da
vardı.
24. Hz. Ömer devrinde Kûfe kadılığına tayin edilen ve
Emevi hükümdarı Abdülmelik’in iktidara gelişine kadar
altmış yıl görevde kalan kadı kimdir?
Cevap: Emevi hükümdarı Abdülmelik’in iktidara gelişine
kadar altmış yıl görevde kalan Kadı, Şureyh ünvanıyla
tanınan Şureyh b. Haris el- Kindî’dır.
OSMANLILAR DÖNEMİNDE KADILIK
25. Osmanlı Devletinde ilk kadı kimdir ve kimin
tarafından atanmıştır?
Cevap: Osmanlı Devletinde ilk kadı Şeyh Edebali’nin
damadı ve talebesi Dursun Fakih’dir. Osman Gazi
tarafından atanmıştır.
26. Osmanlı Devletinde Kadı’nın görevleri nelerdir?
Cevap: Osmanlı devlet teşkilâtında Kadı’nın adlî görevi
yanında idârî, ilmî, beledî ve hatta askerî görevi de vardır.
Çünkü Osmanlı şehir idaresinde beledî ve mülkî idare
fonksiyonları birbirinden kesin çizgilerle ayrılmamıştır.
Kadı, şehrin yargı makamı olduğu kadar asayişin, beledî
hizmet ve zabıta görevlerinin âmiri, vakıfların da
denetleyicisidir.
27. Osmanlı Devletinde Kadılar kime bağlıydılar?
Cevap: Osmanlı toplumunda görev alan kadılar biri
Anadolu, diğeri de Rumeli olmak üzere iki kadaaskerliğe
bağlıydılar.
28. Osmanlı Devletinde Kadı olabilmek için hangi eğitimi
almak gerekiyordu?
Cevap: Osmanlı devletinde kadı olabilmek için
medresenin yüksek derecelerinden mezun olmak
gerekiyordu. İslâm hukuku öğrenimi görmemiş tahsilsiz
bir kimse en küçük bir kazaya bile kadı olamazdı. Osmanlı
kadısı sancak ve kazalara tayin edilirdi. Hiyerarşide
sancak kadıları daha üstün idiler. Kadı ilk olarak kazaya
tayin edilerek 20 akçe yevmiye ile vazifeye başlardı.
29. Türkiye’de ne zaman Kadı’lık unvanına ne zaman ve
nasıl son verilmiştir?
Cevap: 12 Mart 1917 tarihli kanunla kadılıkla birlikte
kazaskerlik, muhallefât ve evkaf mahkemeleri de dâhil
bütün şer’î mahkemeler ve ona bağlı olan daireler Adliye
Nezareti’ne devredilmiştir. 8 Nisan 1924 tarih ve 469 nolu
şer’î mahkemelerin ilgasına dair kanunla bütün görevleri
asliye mahkemelerine bırakılmış ve bu tarihten sonra
Türkiye’de kadılık unvanına son verilmiştir.
30. Osmanlı Devletinde kazaskerlik ilk ne zaman başladı
ve kazasker olarak ilk kim atandı?
Cevap: Osmanlı Devletinde ilk kazaskerlik uygulaması I.
Murad döneminde başladı ve ilk Kazasker olarak Çandarlı
Kara Halil atandı.
31. İhtisab kurumunun temel dayanağını oluşturan “iyiliği
emretmek, kötülüğü yasaklamak” ilkesi Kur’ân’da nasıl
geçmektedir ve bu terim nasıl anlaşılmalıdır?
Cevap: Kuranda “emr-i bi’l- ma’ruf ve nehy-i ani’lmünker”
diye geçer. Maruf; iyi, güzel, doğru olan
hususlar; Münker kötü, çirkin, yanlış konular. Yani iyiliği
emretmek, kötülüğü yasaklamak manasındadır.
32. Mezâlim Mahkemesine neden ihtiyaç duyuldu?
Cevap: Daha adil bir toplum düzeni kurmak gayesiyle
ortaya çıkmış en üst yargı makamı olarak kabul edilen
mezâlim mahkemesi, günümüz hukuk anlayışına göre
istinaf mahkemesi, temyiz, danıştay gibi kurumlara
karşılık gelmektedir.
33. Mezâlim Mahkemesine görevleri nelerdir?
Cevap: Mezâlim mahkemesi, yargı fonksiyonu dışında
kalan çeşitli alanlarda da faaliyet göstermiş ve idarî, dinî,
malî gibi görevlerin yerine getirilmesinde yardımcı
olmuştur. Adliye işlerinde, kadı ve muhtesibin
otoritesinden daha yüksek bir yetkiye sahip olan mezâlim
mahkemesi kadılığı, yüksek makam, soy ve şeref sahibi
kimselerin zulmünü önlemek için kurulmuştur. Halka sert
davranıp adaletten sapan idarecileri denetlemek, vergi
haksızlığını ortadan kaldırmak, divan kâtiplerini
denetlemek vakıfları denetlemek gibi görevleri vardır.
34. Kadı, Muhtesib, Mezâlim Hâkimleri Arasındaki
Farklar nelerdir?
Cevap: Kadı; dini mesele ve anlaşmazlıkları çözer.
Muhtesib; kamu düzeni ve bazen de cinayet sorunlarını
karara bağlar. Mezâlim hâkiminin görevi, kadı, muhtesibin
görevine yapılan itirazlara bakar.
35. Bir yargı kurumu olan Sahibu’s-şurta’nın görevleri
nelerdir?
Cevap: Sahibu’s-şurta devletin güvenliği ve kamu
düzeniyle ilgili suçlarla ilgilenmektedir. Yani bugünkü
emniyet teşkilâtının görevlerini ifa eder. Ceza hukuku
alanında kaza yetkisiyle donatılmıştır. Devlet güvenliği ve
kamu düzeniyle ilgili suçlarla ilgilenir.