Ebru kâğıdı, geçmiş asırlarda yazma kitapların ciltlenmesinde (ebru kap) ve
yan kâğıdı olarak, bundan başka kıt‘a ve levhaların iç ve dış pervazlarında
ayrıca koltuk denilen kısımlarında çok kullanılmıştır; bu
sıralananların pek güzel örneklerine müze ve kütüphanelerde rastlanır.
Ancak, XIX. yüzyılda Batı’dan ithal edilen baskı ebru kâğıtları, hem bu
sanatın zevkini kaçırmış, hem de yerli ebrucuların geçimini güçleştirmiştir.
XVII. asırdan itibaren Batı âleminin de ilgisini çeken ebruculuk üzerine
Roma’da 1646 yılında “Türk kâğıdı” olarak belirtildiği ilk yayından beri pek
çok eser yazılmıştır.
Ebruculuk, devrimizde de şevkle devam ettirilen nâdir Osmanlı sanatlarından biridir. Lâkin kullanılan malzeme ve çalışma üslûbu birçok değişikliğe uğramıştır.