İbadet Kavramı

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı D®agon

  • Ezberletmez Öğretir
  • *******
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Ankara
  • 11656
  • +524/-0
  • Cinsiyet: Bay
    • Arif Hocam
İbadet Kavramı
« : 23 Ocak 2018, 16:17:23 »
Arapça bir kelime olan “ibadet” sözlükte “boyun eğme, alçak gönüllü olma,
iteat, kulluk, tapma, tapınma” gibi anlamlara gelir. Dinî bir terim olarak
ibadetin genel anlamı, her şeyin yaratıcısı olan Allah’a içten gelerek ve
gönüllü olarak yönelmek, boyun eğmek ve iteat etmektir. Türkçemizde
ibadet, kulluk etmek ve tapmak kelimeleriyle de ifade edilmektedir. Dinî
literatürdeki “ubûdiyet” kavramı ise insanın Allah’a olan teslimiyetini,
bağlılığını ve kullukta bulunmasını ifade etmektedir.

İbadetin biri geniş diğeri dar olmak üzere iki anlamı vardır. Geniş
anlamda ibadet, mükellef yani yükümlü olan herkesin Allah'a karşı duyduğu
saygı ve sevginin sonucu olarak O'nun rızasına uygun ve iradeye dayalı bütün
davranışlarını içine alır. Buna göre tamamen dinî olan görevler yanında,
kişilerin Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yaptığı her fiil, niyet, düşünüş
ve söz ibadet olarak nitelendirilir. Bu amaçla fert ve toplum yararına gerçekleştirilen
her olumlu davranış dinî ve manevî bir anlam kazanır ve ibadet
sayılır. Allah’ın emirlerine iteat edip yasaklarından kaçmak da ibadettir. Bu
anlamda ibadetin zikir, fikir ve şükür olmak üzere üç boyutu vardır. İbadetin
zikir boyutu, Allah inancını zihinde canlı tutmak, O’nu anmak ve varlığını
benliğinde duyabilmektir. Fikir boyutu, Allah’ın sıfatları ve evrende yarattığı
eşsiz eserleri hakkında düşünmektir. Şükür ise, bütün bu nimetlerine karşı
minnettarlığını bildirmektir.

Kur’ân’a göre ibadet sadece insana mahsus bir eylem ve özellik değildir.
Evrendeki canlı cansız bütün varlıklar kendi özelliklerine göre Yüce
Yaratıcı’ya ibadet etmektedir (el-İsrâ 17/44). Fakat biz aynı cinsten
olmamızdan dolayı sadece insanların ibadetini görüp anlayabiliyoruz.
Dar ve özel anlamda ibadet ise, Allah ve Resulü tarafından yapılması
istenen, niyete bağlı olarak yaratana karşı saygı ve boyun eğmeyi ifade eden
ve yapana sevap kazandıran belirli davranış biçimleridir. Fıkıh literatüründe
ibadet yaygın olarak bu özel anlamda kullanılmaktadır. Buna göre ibadet,
dinî içerikli belli ve düzenli yapılan davranış biçimleridir. Bunlara sistematik
ve şekle bağlı ibadetler (ibâdât-ı mersûme) de denir. İslâm’ın temel şartlarını
oluşturan namaz, oruç, zekât, hac bu tür ibadetlerin belli başlılarıdır. Bunların
yanında, kurban kesme, i‘tikâf, Kur’ân okuma gibi davranışlar da bu
anlamıyla ibadetin en meşhur örnekleridir. Adak, yemin, keffâretler ile haram
ve helaller de ibadet kavramına dahildir. Bu konularda bilgi edinmek için
kitabın ilgili ünitelerine bakabilirsiniz.

Dinî literatürde Allah’a saygıyı ve O’nun rızasını gözeterek iş yapmayı
ifade etmek üzere “ibadet” yanında “tâat” ve “kurbet” kelimeleri de
kullanılmaktadır. Tâat, emri benimseyip yerine getirmek demektir. Buna iteat
da denir. İster belli bir niyetle isterse niyetsiz yapılsın, yapılmasından dolayı
sevap kazanılan herhangi bir iş demektir. Mesela Kur’ân okumak bir taâttır.
Yakınlık anlamına gelen kurbet ise, insanı manevî olarak Yüce Allah’a
yaklaştıran her bir güzel iş anlamındadır. Söz gelimi sadaka vermek ve nâfile
namaz kılmak birer kurbettir.

Bu üç kavram arasındaki ilişki kısaca şöyledir: Bu üç kelime, kulun
kendisini Allah’a ifade etmesi, O’nu Rab olarak kabul etmesi, emrine amade
olduğunun bilincinde olması ve kuldan Allah’a yönelik eylem olmaları
noktasında ortaktırlar. Ancak, kurbet ibadetten daha kapsamlıdır.
Kendisinden sevap beklenen ibadet daima niyete ihtiyaç gösterdiği için,
kurbet olarak adlandırılan bir davranış her zaman ibadet olarak
nitelendirilemez. İbadet anlamı taşımayan kurbette ise niyet aranmaz.

Emredilenleri yapıp, yasaklananlardan da uzak durmak anlamına gelen tâat
ise kurbetten daha geniş bir anlamı ifade etmektedir. O halde kurbet, niyete
bağlı olmasa da, kendisine yaklaşılacak olanı tanıdıktan sonra sevap getirecek
fiili yapmaktır. İbadet, niyete bağlı olup fâiline sevap kazandıran bir davranış
iken, tâat, niyete bağlı olsun ya da olmasın fâiline sevap kazandıran fiildir.
Buna göre, niyete bağlı olarak yapılan beş vakit namaz, oruç, zekât ve hacdan
her bireri kurbet, tâat ve ibadet kelimelerinden biriyle ifade edilebilmektedir.
Kur’ân okuma, bir şeyi vakfetme, köle azadı ve sadaka gibi davranışlar niyete
bağlı olmadıkları halde yine söz konusu kelimelerin her biriyle
adlandırılabilmektedirler.