SORU: Hanefi Doktrininin gelişimi ile ilgili bilgi veriniz.
YANIT:
Hanefi fıkhı, Ebu Hanife ve öğrencilerinin görüşleri etrafında oluşmuş, Ebu Yusuf'un telifleri ve özellikle İmam Muhammed'in zahirü'r-rivaye eserleri doktrinin tesbitinde ve belirginleşmesinde önemli katkıda bulunmuştur. Çeşitli bölgelere dağılarak eğitim, tedvin ve kadılıkla meşgul olan sonraki nesil Hanefi fakihlerince de bu doktrin zenginleştirilerek geliştirilmiştir. Ancak Hanefi mezhebinin bölgelere yayılışı değişik vesilelerle farklı zamanlarda gerçekleştiği, mezhebin hukuk doktrininin gelişimi de geniş bir coğrafya üzerinde ve birkaç yüzyılı bulan değişik çaba ve katkılar sonucu tamamlandığından doktrinin tarihi gelişimini ana çizgilerle belirli zaman dilimlerine ayırarak açıklamak oldukça zordur.
Bu konuda belki de en sağlıklı yol, ilk bir kaç nesil Hanefi müctehidinin, literatüre yansıyan tasnifterinin de yardımıyla fert ve grup olarak ele alınıp onların teliflerinin ve diğer ilmi faaliyetlerinin mezhep doktrininin oluşmasına katkısını belirlemeye çalışmaktır. Bunu yaparken de eserleri günümüze kadar ulaşan ve mezhep içinde itibar gören fakihlerin yanı sıra görüşleriyle ve yetiştirdiği öğrencilerle çevresinde hayli etkili olan, zikredilen eserlerin tedvinine zemin hazırlayıp doktrinin gelişmesinde önemli payları bulunan fakihleri de göz ardı etmemek gerekir.
Literatürde Hanefi fakihlerinin mütekaddimln-müteahhirln. selef-halef-meşayih gibi ayırımları, şeriatta, mezhepte veya meselede müctehid, ashabü't-tahrlc, ashabü't-terclh, ashabü't-temylz şeklinde bir gruplandırma ve derecelendirmeye tabi tutulması bir yönüyle bu fakihlerin mezhep fıkhının oluşumuna katkılarını ve fıkhi dirayetlerini belirlemeyi amaçlar.
Ebu Hanife ve ilk nesil Hanefi fakihlerinin görüşleri etrafında oluşan fıkıh kültürünün lll ve IV. (IX ve X.) yüzyıllarda Irak'ta ve Küfe'nin doğusunda kalan İslam coğrafyasında hızla yayılmasının ardından her bölgede bu fıkhi mirasın bölgenin kültür ve problemleriyle zenginleştirilerek geliştirilmeye başlandığı ve fakihlerin bulundukları bölge ve şehirlere nisbetle Belh alimleri, Buhara, Irak alimleri gibi bir gruplandırmaya tabi tutulduğu görülür. Bu tarz adlandırma, bölgelerde tedvine ve muhakemeye dayalı fıkıh bilgi ve kültürünün hoca-talebe bağı içinde bir sonraki nesle aktarılması geleneğini ifade ettiği gibi, önceki nesillerden devralınan Irak fıkhının her bölgede ihtiyaç ve şartlara bağlı olarak farklı yönlerde ve zenginlikte geliştiğinin ve Hanefi fıkhı içinde alt ekollerin teşekkülününde habercisi olmuştur.
V (Xl) ve VI. (XII.) yüzyıllar, Hanefi fıkıh doktrininin klasik şekil ve muhtevasını kazandığı dönem olarak dikkat çeker. Bu dönem fıkıh mezheplerinin yayılmasının büyük ölçüde tamamlandığı, cami, külliye ve medrese gibi kurumlarda mezhep fıkıhlarının düzenli şekilde eğitim ve öğretiminin yapıldığı, mezhepler arası ilmi münazara ve münakaşaların arttığı, mezhepterin fıkhi görüş ve esaslarıyla ilgili zengin bir kültür ve telifatın biriktiği bir zaman dilimi görünümündedir. Bu dönemde her bölgede birçok fakihin yetiştiği, mezhep fıkhıyla ilgili çoğu günümüze kadar ulaşmamış birçok eserin yazılı olduğu bilinmektedir.
V. (Xl.) yüzyılda belli bir istikrar ve olgunluk kazanan mezhep doktrininin, çeşitli bölgelerde VI. (XII.) yüzyılda yetişen Hanefi fakihleriyle ve onların tedris ve telif faaliyetiyle daha da geliştirildiği, geniş bir coğrafyada yayılmış bulunan mezhep içinde o zamana kadar oluşan fıkhi görüş ve temayüllerin değerlendirmeye ve tasnife tabi tutularak ibadetler, ahval-i şahsiyye, yargılama ve kamu hukuku gibi alanlarda tutarlılık, uygulama birliği ve istikrarın sağlanmaya çalışıldığı görülür.
İlk dönem Hanefi fakihlerinden itibaren temizlik ve ibadetlerden miras hukukuna (feraiz) kadar fıkhın bütün alanlarını kapsayan hacimli veya muhtasar fakat sistematik eserlerin yanı sıra yargılama hukuku (edebü 'l-kadl), vakıf, feraiz, siyer, haraç gibi çoğu fıkhın uygulaması ile yakından ilgili alanlarında müstakil eserlerin telif edilmiş olmasınında Hanefi fıkıh doktrininin gelişmesine katkısı büyüktür. Bu tür eserler, hem hukukun belirli alanlarında tarih içinde ortaya çıkan uygulama örneklerini hem de konu etrafında oluşan ayrıntılı doktrine görüş ve tartışmaları vermesi itibariyle önemlidir. Örneklerine genelde ilk dönemlerde rastlanılan nevazil ve vakıat türü eserlerle daha çok orta ve ileri dönemlerde bolca derlenen veya telif edilen fetva kitapları, fıkhi meselelere farklı bölge fakihlerince getirilen farklı yorum ve çözüm örneklerini içermesi ve Hanefi fıkhının mezhep içi zenginliğini göstermesi itibariyle dikkat çeker.
Ayrıntılı bilgi için bkz.: Ali Bardakoğlu, "Hanefi Mezhebi", Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C. 16, İstanbul, 1997, s. 1-21.