Dimitroyati, Çanakkale Savaşı başladığında gönüllü olarak savaşa katılmış ve tabip yüzbaşı rütbesiyle yaralı askerleri tedavi etmiştir. Dimitroyati, bu ülke toprağını vatan olarak kabul eden ve gerektiğinde de vatanı için ölmesini bilebilen gerçek bir Türk ve gerçek bir vatan şehididir. Yüzbaşı Dimitroyati, yaralı bir askeri tedavi ettiği sırada düşmana hedef olmuş ve ağır bir şekilde yaralanmıştır. Dimitroyati, doktor olduğundan yarasının ölümcül olduğunu ve kısa bir süre sonra sonsuza dek gözlerini yumacağını anlamıştır.
Yüzbaşı Dimitroyati'nin öyküsünü daha da çarpıcı kılan ayrıntı, Genelkurmay Başkanlığımız tarafından çıkarılan 6 ciltlik "Şehitlerimiz" adlı eserde yer alıyor. Dimitroyati öleceğini anlayınca, Ali Çavuş'a dönerek şöyle der:
"Bak Ali Çavuş, öldüğümde gâvur-mavur deyip başka yere gömmeye kalkarlar. Sakın, beni sizden ayırmalarına müsaade etme."
Dimitroyati'nin bu vasiyeti eksiksiz olarak yerine getirilmiş ve yüzbaşı bugün yatmakta olduğu ay yıldızlı mezarına defnedilmiştir.
Cenaze törenine ailesi ve Papaz'ın yanı sıra tedavi edip iyileştirdiği Müslüman askerler de katılmış, hem Hıristiyan hem de Müslüman adetlerine göre dualar okunmuştur.
Bugün Dimitorayati, vasiyetine uygun olarak on binlerce şehidimizle birlikte Çanakkale'de, bizlere bu ülkenin hangi bedeller uğruna emanet edildiğinin göstergesi olarak huzur içinde yatmaktadır.