Maden - Ansiklopedik Bilgi

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kardelen

  • *****
  • Join Date: Nis 2008
  • Yer: Hatay / İskenderun
  • 3198
  • +238/-0
  • Cinsiyet: Bay
Maden - Ansiklopedik Bilgi
« : 18 Şubat 2017, 09:48:46 »
Alm. Mine (n.), Fr. Mine (m), İng. Mine.
Yeraltında bulunan mineral veya fosil. Kimyâda metal mânâsında da kullanılmaktadır.

Yurdumuzdaki mâdenler:
Târihî kayıtlara göre Anadolu’nun çok eski asırlardan beri bir mâdenler yatağı olduğu anlaşılmaktadır. İzmir yakınlarındaki Sard şehrinde demirin ilk defâ eritildiği söylenir. Hititliler devrinde mâdencilik çok gelişmiştir. Maraş’ın kuzeyindeki Firnis ve Kartal demir yatakları Hititliler tarafından, Ergani mâdeni ise Finikeliler tarafından işletilmiştir. Gümüşhacıköy’de Hititlilerden kalma eski bir Kurşun mâdenine âit kalıntılara rastlanmıştır. Osmanlı Devletinin kuruluşundan îtibâren mâdenciliğe çok önem verilmiştir. İnegöl ve Bilecik’in fethi buralarda bulunan demir yatakları bakımından önemliydi. Sultan BirinciMurâd Han, Bulgaristan ve Sırbistan üzerine düzenlediği seferlerde öncelikle bu ülkelerin mâden yataklarını elegeçirdi. Buradan Osmanlı Devletinin daha kuruluş devresinde, mâdenler gibi ekonomik bir değere nasıl önem verdiği anlaşılmaktadır. Mâdenlerin işletilmesi ile ilgili ilk teşkilatlanma, Kara Timurtaş Paşanın teklif ettiği fikirler doğrultusunda yapıldı. Mâdenler Mâden Emini tarafından yönetilirdi. Osmanlı Devletinin kuruluşundan îtibâren Anadolu’da Küre, Gümüşhane, Keban, Espiye, İnegöl, Ergani, Kiği, Bilecik, Akdağ, Van, Erciş, Niğde, Kilisehisar, Malatya, Larende, İçel, Maraş ve Kayseri’de altın, demir, bakır, gümüş ve güherçile ocakları ile ayrıca Rumeli, Novobor, Samokar, Srebernice, Kratova, Sidrekapis, Ruhnik, Kamenegrad, Koçanya ve Taşoz ocakları işletilmiştir. Bir ara işletilmesi duran Bakü’deki zift kuyuları (petrol) Özdemiroğlu Osman Paşa tarafından 1583’te tekrar işler hâle getirildi. Buharlı gemilerin faaliyete geçmesinden sonra kömürün önem kazanması üzerine Anadolu’da yapılan araştırmalar sonucunda 1822-1829 yılları arasında Ereğli-Zonguldak kömür yatakları bulunmuştur. Burada üretime 1849 yılında başlanmıştır.

Krom yatakları ise, 1848’de bulunmuş, bu mâdenin değerlendirilmesine ileri teknoloji ile 1930’da başlanmıştır.

Mâdenciliğin büyük yatırımlar gerektirmesi, özel sermâyenin sınırlı olması sebebiyle ve ülkenin yeraltı servetlerini verimli bir biçimde değerlendirme gâyesiyle 1933 yılında Ekonomi Bakanlığına bağlı iki kuruluş meydana getirilmiştir. Bunların birincisi Petrol Arama ve İşletme İdâresi adını taşımaktadır. İkinci kuruluş ise, Altın Arama ve İşletme İdâresidir. Bunlar yerlerini daha sonraları (1935 yılında, 2804 sayılı kânunla) Mâden Tetkik ve Arama Enstitüsü’ne bırakmışlardır. Mâden arama, işletme ve değerlendirme çalışmalarını yönlendirecek çalışmalar, daha sonraki yıllarda sürdürülmüştür.

Türkiye, dünyâ mâden ve hammadde rezervlerinin binde üçüne sâhiptir. Bor tuzları ve lületaşı rezervlerinin yarıdan çoğu yurdumuzdadır. Bunların yanında kromit, manyezit, mermer, perlik, barit, alüminyum ve zımpara taşları gibi önemli mâden rezervlerine de sâhip bulunmaktayız.

Türkiye’de elde edilen mâdenlerden kişi başına üretim, dünyâ ortalamasının üçte biri kadardır. Dünyâda mâdene olan ihtiyaç, her geçen sene yüzde sekiz civârında artmaktadır. Sanâyi bakımından ileri ülkeler bunları, henüz memleketlerinde sanâyi teşekküllerini tam kuramamış yarı gelişmiş ülkelerden temin etmektedirler. Yurdumuzdaki en önemli mâdenlerden bâzıları şunlardır:

Taşkömürü:
Günümüzde sanâyide çok kullanılan taşkömürü, Batı Karadeniz’de Zonguldak-Ereğli havzasında bol miktarda bulunmaktadır. 1849’da yabancı bir firma tarafından işletilmeye başlanan yataklar, 1937 yılında devletleştirildi. Uzun yıllar evlerde yakacak olarak kullanılan taşkömürünün kalori değeri yüksektir. Bu sebepten, alınan bir kararla sâdece sanâyide kullanılmaya başlanmıştır.

Linyit:
Memleketimizin hemen hemen her bölgesinde linyit yataklarına rastlanmaktadır. Bilhassa; batıda Soma, Tavşanlı, Tunçbilek, Değirmisaz; doğuda Afşin-Elbistan havzası; Orta Karadeniz’de Çeltek (Amasya) yatakları en önemli olanlarıdır.

Demir:
Ağır sanâyinin önemli hammaddesi olan demir, başta İç Anadolu Sivas (Divriği) ve Kayseri’de, batıda Edremit yöresinde çıkarılır. Bu önemli yatakların yanında İç Anadolu’nun çeşitli yörelerinde çıkarılmaktadır.

Bakır:
Türkiye’nin birçok yerinde bakır madenine rastlanır. Diyarbakır’da (Ergani), Artvin’de (Murgul), Batı Karadeniz’de (Küre) çıkarılmaktadır.

Krom:
Önemli krom rezervleri: Doğu Anadolu’da Guleman; Akdeniz’de Fethiye, Köyceğiz; İçbatı Anadolu’da Dağardı’ndadır.

Bor minerali:
Marmara bölgesinde BalıkesirSusurluk; İçbatı Anadolu’daKütahya (Emet), Balıkesir-Sındırgı ve Eskişehir (Kırka) yatakları, kalite bakımından çok kıymetlidir.

Diğer mâdenlerden alüminyum, BatıToroslar’da; kurşun, OrtaToroslar, Akdağmadeni (Yozgat), Balya (Balıkesir) da; civa, İzmir Körfezinde Karaburun civârında, İç Anadolu bölgelerinde çıkarılmaktadır. Ayrıca Isparta Keçiborlu’da kükürt; Muğla ve yöresinde zımpara taşı ve Eskişehir’de v çevresinde önemli lületaşı yatakları vardır.

Petrol:
Zamanımızda enerji ihtiyâcının büyük bir kısmını karşılayan petrol, Türkiye’de ilk defâ 1940’ta Güneydoğu Anadolu’da Raman Dağı eteklerinde bulundu. O günden bugüne kadar petrol elde etme çalışmaları hızla devam etmektedir. (Bkz. Petrol)


Türkiye’de çıkarılan önemli madenler
En zengin demir yataklarımız, Divriği (Sivas), Hekimhan ve Hasançelebi (Malatya), Edremit (Balıkesir), Dikili ve Torbalı (İzmir) ve Simav (Kütahya) çevresinde bulunmaktadır.
Ereğli, Karabük ve İskenderun’da demir - çelik fabrikaları bulunmaktadır.

Bakır:
Ülkemizin en zengin madenlerinden biri olan bakır yatakları, çoğu kez kurşun ve çinko ile birlikte bulunur. En önemli bakır yataklarımız Karadeniz Bölgesi’nde bulunur. Murgul (Artvin), Küre (Kastamonu), Çayeli (Rize) ve Köprübaşı (Giresun) bu bölgedeki başlıca yataklardandır. Ayrıca Maden (Elazığ) ve Ergani (Diyarbakır)'de de bakır yatakları mevcuttur.

Krom:
Paslanmayan ve çok sert bir maden olduğundan, madeni eşya yapımında ve kaplamasında kullanılır.
Krom yatakları altı ana bölgede toplanmıştır.
•   Fethiye, Köyceğiz, Denizli
•   Alacakaya (Guleman) (Elazığ)
•   Bursa, Eskişehir
•   Adana, Kayseri, Mersin
•   İskenderun, Kahraman Maraş, İslahiye
•   Kopdağı (Doğu Anadolu)
Krom madeni Antalya ve Guleman’daki ferro-krom tesislerinde işlenmektedir.

Boksit:
Alüminyumun hammaddesi olan boksit çok hafif olduğundan uçak sanayiinde, otomobil, ev, elektrik malzemesi yapımında kullanılır.
Boksit yatakları Seydişehir (Konya), Akseki (Antalya) İslahiye (Gazi Antep) ve Milas (Muğla) civarında bulunur. Buralarda çıkarılan boksit, Seydişehir alüminyum tesislerinde işlenmektedir.

Bor Mineralleri:
Ülkemiz bor rezervi bakımından Dünya’nın en zengin yataklarına sahiptir. Bu nedenle, bor madeninin çoğu ihraç edilmektedir. Bor madeninden elde edilen boraks ve asit borik nükleer alanda, jet ve roket yakıtında katkı maddesi olarak, ayrıca sabun, tekstil, cam, kâğıt sanayii, vb alanlarda kullanılır.
Bor mineralleri Balıkesir, Susurluk, Bigadiç çevresi ile Kütahya, Emet ve Eskişehir çevresinde çıkarılır. Çıkarılan mineraller Bandırma’daki tesislerde işlenir.

Kükürt:
Kükürt gübre, kimya ve boya sanayiinde kullanılır. Ayrıca kauçuğun işlenmesinde ve sülfirik asit üretiminde de kullanılır.
Ülkemizde kükürt yatakları Keçiborlu (Isparta) ve Milas (Muğla) çevresinde bulunmaktadır.

Zımpara Taşı:
Çeşitli kesici, torpüleyici ve silici aletlerin yapımında kullanılan zımpara taşı yönünden ülkemiz çok zengindir. Tire (İzmir), Manisa, Söke (Aydın), Milas (Muğla) ve Tavas (Denizli) da çıkarılır.

Barit:
Suda erimeyen bir maden olduğundan boya, deri, kimya, cam ve kauçuk sanayiinde kullanılır. Ülkemiz barit yatakları bakımından zengin sayılır. Antalya, Muş, Gazi Antep ve Eskişehir çevresinde barit yatakları bulunmaktadır.

Tuz:
Türkiye tuz yatakları bakımından son derece zengindir. Kaya tuzu yatakları üçüncü jeolojik zamanda, kapalı göl havzalarında suların buharlaşması ile oluşmuştur. Son yıllarda tuz üretimimiz üç kat artmıştır.
Türkiye’deki tuz üretiminin çoğu, Tuz Gölü ile İzmir Çamaltı tuzlasından sağlanır. Kaya tuzu yatakları, Çankırı, Kars, Iğdır ve Nevşehir çevresinde bulunmaktadır.

Cıva:
Tek sıvı madendir. Zirai ilaç yapımında, kâğıt sanayiinde, suni gübre üretiminde ve boya sanayiinde kullanılır. Türkiye’de Sarayönü (Konya), Ödemiş (İzmir), Manisa ve Uşak çevresinde çıkarılmaktadır.

Kurşun - Çinko:
Genelde kurşun ve çinko bir arada bulunur. Ülkemizde Keban (Elazığ) ve Kayseri çevresinde kurşun-çinko yatakları vardır.

Lületaşı:
Eskişehir çevresinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.

Oltutaşı:
Erzurumun Oltu ilçesinde çıkarılır ve işlenir. Süs eşyası yapımında kullanılır.

Fosfat:
Gübre hammaddesi olarak kullanılan fosfat ihtiyacımızı karşılamaz. Fas, Tunus ve Cezayir’de yaygın olarak görülür ve daha çok bu ülkelerden ithal edilir. Türkiye’deki en zengin fosfat yatakları Mazıdağı (Mardin), Adıyaman, Bingöl ve Bitlis’te bulunmaktadır.

Manganez:
Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini artırmak için kullanılır. Uşak, Afyon, Muğla, Adana, Erzincan, Artvin ve Trabzon çevresinde manganez yatakları bulunur. İhtiyacı karşılamaz. Bu nedenle ithal edilir.

Mermer:
Ülkemiz mermer bakımından zengindir. Afyon, Kütahya, Marmara Adası, Kırşehir, Tokat ve İzmir çevresinde çıkarılır. Yurt dışına ihracatı yapılır.

Volfram (Tungsten):
Çok sert olması nedeniyle özel sanayi çeliği olarak kullanılır. Demiryolu, iş makineleri, uçak ve gemi yapımı yanında, ampüllerde enerjiyi ışığa çevirmede kullanılır. Bursa Uludağ’da çıkarılıp işletilmektedir. Fakat son yıllarda üretimi durmuştur.

Asbest (Amyant):
14 bin °C sıcaklığa dayanır. Isıya dayanıklı araç ve gereç yapımında kullanılır. Konserojen madde bulundurması nedeniyle, kullanımı sınırlandırılmıştır. Eskişehir, Bursa, Erzincan, Hatay, Kars, Ağrı, Malatya, Sivas, İskenderun, Uşak ve Konya’da çıkarılır.


ENERJİ KAYNAKLARI

Taşkömürü:
Birinci jeolojik zamanda oluşmuş organik tortul kayaçlardandır. Ülkemiz ise, genelde üçüncü zamanda karalaştığından dolayı, taşkömürü yatakları bakımından fazla zengin sayılmaz. Türkiye’de Zonguldak, Amasra, Ereğli arasındaki sahada çıkarılır.
Demir - çelik sanayiinde enerji kaynağı olarak tüketildiğinden, Karabük ve Ereğli demir - çelik fabrikaları buraya kurulmuştur.

Linyit:
Türkiye genelde üçüncü jeolojik devirde oluştuğundan linyit en zengin enerji kaynaklarımızdan biridir. Bütün bölgelerde linyit rezervi bulunmaktadır. Taşkömürüne göre kalorisi daha azdır. Ancak yaygın olduğundan enerji ihtiyacımızın en önemli kısmını karşılamaktadır.
Linyit yatakları Afşin, Elbistan (K. Maraş), Tavşanlı, Seyitömer (Kütahya), Soma (Manisa), Yatağan (Muğla), Saray (Tekirdağ), Aşkale (Erzurum), Aydın, Amasya ve Yozgat çevresinde bulunmaktadır.
Linyitten elektrik enerjisi elde eden termik santrallerimiz, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Afşin - Elbistan, Yatağan ve Orhaneli termik santralleridir.

Petrol:
Günümüzün en önemli enerji kaynaklarından biri petroldür. Petrol ulaşım araçlarında yakıt olarak ve plastik, gübre, boya gibi çok değişik sanayilerde kullanılır. Türkiye’deki petrol yatakları fazla zengin sayılmaz. İhtiyacımızın % 90'nına yakınını ithal etmekteyiz.
Petrol yataklarımızın % 98'i G. Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunur. Petrol, Raman, Garzan, Kurtalan, Adıyaman ve Mardin çevresinde çıkarılmaktadır.
Ülkemizde çıkarılan ve ithal edilen petrol, Orta Anadolu (Kırıkkale), Aliağa (İzmir), Ataş (Mersin), İpraş (İzmit) ve Batman rafinerilerinde işlenmektedir.

Doğal gaz:
Ülkemiz, doğal gaz yatakları bakımından zengin değildir. Şu anda sadece Trakya’da Hamitabat ve Güneydoğu Anadolu’da Mardin - Çamurlu sahasında üretim yapılmaktadır. Hamitabat’tan çıkarılan doğal gazdan aynı yerde elektrik enerjisi üretilir. Doğalgaz ihtiyacımızın önemli bir kısmı, Rusya Federasyonu ve Cezayir’den ithal edilmektedir.

Su Gücü (Hidroelektrik enerjisi):
Barajlardaki suyun, elektrik üreten santralleri çalıştırması ile oluşan enerjiye hidroelektrik enerjisi denir.
Türkiye’de elektrik ihtiyacının % 40 lık kısmı hidroelektrik santrallerden elde edilmektedir. Keban, Karakaya, Atatürk, Hirfanlı, Seyhan, Kemer ve Demirköprü gibi birçok baraj elektrik ihtiyacımızı karşılamaktadır.
Dışarıya akıntısı olan bazı göllerimiz, tabii baraj özelliğindedir. Bunlardan elektrik üretilir. Başlıcaları, Hazar, Çıldır, Tortum ve Kovada gölleridir.

Rüzgâr Gücü:
Ülkemizde eskiden yel değirmenlerinde ve yelkenli gemilerde kullanılmıştır. Fakat elektrik ve petrol enerjisinin devreye girmesiyle kullanım alanı çok azalmıştır.

Jeotermal Enerji:
Jeotermal enerji, yer altındaki sıcak sulardan ya da su buharından elde edilir. Türkiye yakın bir jeolojik devirde oluştuğundan ve genç kıvrım dağları kuşağında bulunduğundan dolayı, fay hatları ve fay kaynakları oldukça yaygındır. Özellikle Ege Bölgesi’ndeki Germencik (Aydın), Balçova (İzmir), Sandıklı (Afyon) ve Sarayköy (Denizli) civarında sıcak su kaynakları bulunmaktadır. Şu anda sadece Sarayköy (Denizli) de elektrik enerjisi üreten jeotermal santral bulunmaktadır.

Radyoaktif Mineraller:
Radyoaktif mineraller, nükleer enerji üretiminde kullanılır. Uranyum ve toryum gibi radyoaktif maddelerin parçalanmasıyla enerji elde edilir. Ülkemizde Aydın, Uşak, Manisa, Çanakkale ve Yozgat yörelerinde uranyum, Eskişehir çevresinde toryum yatakları tespit edilmiştir. Fakat, şu anda, ülkemizde radyoaktif maddelerden nükleer enerji üretimi yapılmamaktadır.

Güneş Enerjisi:
Türkiye ve özellikle güney bölgelerimiz, Güneş enerjisinden iyi yararlanabilecek bir konuma sahiptir. Bu enerjiden, en çok su ısıtmada faydalanılır. Ayrıca, sera ısıtmasında, su pompası çalıştırılmasında, bazı elektronik aletlerin çalıştırılmasında, vs. Güneş enerjisi kullanılmaktadır.