like (sevmek, hoşlanmak... )(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
I like ice-skating and swimming. (Ben, buz patenini ve yüzmeyi severim.)
You don't like football and volleyball. (Sen, futbol ve voleybolu sevmezsin.)
Rıfat likes snowboarding. (Rıfat, karda kaymayı sever.)
Does she like eating fast food? (O, fast food yemekten hoşlanır mı?)
Mary doesn't like going skiing with her sister. (Mary, kız kardeşi ile kayağa gitmeyi sevmez.)
be fond of (sevmek, -den hoşlanmak... )(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
I am fond of cycling. (Ben bisikletçilikten hoşlanırım.)
You are fond of doing yoga. (Sen, yoga yapmayı seversin.)
He isn't fond of going sailing. (O, yelkene gitmeye düşkün değildir.)
Are they fond of playing basketball? (Onlar, basketbol oynamayı severler mi?)
She isn't fond of going fishing. (O, balığa gitmeyi sevmez.)
be good at (bir şeyde başarılı olmak ...)(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
I am good at dancing. (Ben, dansta başarılıyım.)
Suna isn't good at doing aerobics. (Suna, aerobik yapmada başarısız.)
Is Hans good at playing table tennis? (Hans, masa tenisi oynamada başarılı mı?)
You aren't good at going ice skating. (Sen, buz patenine gidişte başarısızsın.)
Are we good at water-volleyball? (Biz, su voleybolunda başarılı mıyız?
be interested in (ilgi duymak, ilgilenmek...)(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
You are interested in karate. (Sen, karateye ilgi duyarsın.)
I am not interested in training. (Ben, idmana (egzersize) ilgi duymam.)
Is Rose interested in doing gymnastics? (Rose, jimnastik yapmakla ilgilenir mi?)
We aren't interested in jogging. (Biz, yavaş koşmaya ilgi duymayız.)
They are interested in eating healthy food. (Onlar, saglıklı yiyecekler yemeğe ilgi duyarlar.)
be keen on (düşkün olmak; hevesli olmak ...)(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
I am keen on doing sports. (Ben, spor yapmaya hevesliyim.)
Nejla isn't keen on eating junk food. (Nejla, abur cubur yemeğe düşkün değildir.)
Is Jack keen on going skiing? (Jack, kayak yapmaya hevesli mi?)
You are keen on swimming in the pool. (Sen, havuzda yüzmeye heveslisin.)
Are they keen on having training? (Onlar, antreman yapmaya hevesliler mi?)
be crazy about (- e bayılmak, deli olmak ...)(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
I am crazy about doing aerobics. (Ben, aerobik yapmaya bayılırım.)
She isn't crazy about going ice skating. (O, buz patenine gitmeye bayılmaz.)
Are you crazy about playing table tennis? (Sen, masa tenisi oynamaya bayılır mısın?
can't stand (dayanamamak, katlanamamak ...)(Bu yapıdan sonra bir nesne veya sonuna ing almış bir fiil gelir.)
You can't stand team sports. (Sen, takım sporlarına katlanamazsın.)
I can't stand eating junk food. (Ben, abur cubur yemeğe katlanamam.)
Selen can't stand watching a match on TV. (Selen, televizyonda maç seyretmeye dayamaz.)