püf noktaları

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Nadya

  • *****
  • Join Date: Mar 2008
  • Yer: Konya
  • 2940
  • +237/-0
  • Cinsiyet: Bayan
Püf noktaları
« Yanıtla #10 : 31 Aralık 2008, 16:57:31 »
Baklagilleri pişirirken...
 
Kuru fasulye, mercimek, nohut gibi besinlerin vitamin ve mineralleri haşlandıkları suya geçtiğinden, haşlandıkları bu suyla pişirilmelidir. Bu yiyeceklerin çabuk pişmesi için yemeğin içine karbonat ilave etmek ise başlı başına bir hatadır, çünkü böylelikle bütün vitaminleri yok etmiş olursunuz.
 
Balık ayıklarken….
 
Pullarını ayıklamadan önce balıkları 5-10 dakika soğuk suda bekletin. Daha sonra yıkayın ve bir bıçak yardımıyla kuyruktan başa doğru pulları kazıyın. Bir diğer yol da pulu kazımak yerine balığın derisini komple çıkarmaktır.
 
Bol sulu limonlar için...
 
Üç dakika suda beklettiğiniz taze limon hem daha kolay sıkılır hem de bol su verir.
 
Börek bekletilince...
 
Yapacağınız böreğin, lezzetli olması ve kıvamında pişmesini istiyorsanız, ateşe koymadan önce birkaç saat bekletin. Çoğu usta aşçının böreği pişirmeden önce bir gece buzdolabında beklettiğini unutmayın.
 
Daha da lezzetli zeytinyağlılar için...
 
Zeytinyağlı yemeklere bir-iki adet kesme şeker atarsanız yemeğin lezzeti daha artacaktır.
 
Daha lezzetli beşamel soslar için...
 
Beşamelinizin çok daha lezzetli olmasını istiyorsanız, sütün içine soğanı doğrayıp, soğanın tadı çıkana kadar bekleyin.
 
daha lezzetli çaylar için…
 
Çay ne kadar çok demlenirse, tadının o kadar iyi olacağı fikri bilinenin aksine yanlıştır. Çayın uzun süre demlenmesi içindeki bazı maddelerin oranını değiştirdiğinden bu da çayın tadını etkiler. çayınızı en fazla 10 dakika demleyin, tadının daha lezzetli olduğunu fark edeceksiniz.
 
Daha lezzetli köfteler için...
 
Pişireceğiniz köftenin daha lezzetli olması için köftenin içine katacağınız bayatlamış ekmeği suda ıslatmayıp et suyuna koymayı deneyin.Et suyunda ıslanmış ekmekler köftenizi lezzetlendirecektir.
 
Daha lezzetli soğanlar...
 
Soğanın daha lezzetli olmasını istiyorsanız kavururken içine biraz şeker atın.
 
Daha yumuşak ve lezzetli etler için…
 
Eti kemiğinden ayırmadan çiçek yağında bir müddet dinlendirin. Bunun sonucunda etinizin hem daha yumuşak hem de daha lezzetli olacağını siz de fark edeceksiniz. Eti yumuşatmanın bir başka yolu ise limon suyudur. Hiç pişmeyecek gibi görünen sert etler bile limon suyu (ya da yemeğine göre sirke) ilavesiyle hem daha yumuşak hem daha lezzetli olur hem de çabuk pişer. Sert etleri yumuşatmak için kullanılan bir başka yöntem ise tencereye bir parça ekmek atmaktır.
 
Domatesin kabuğu...
 
Domates kabuğunun kolayca soyulabilmesi için domatesleri kaynar suda bir dakika bekletin.
 
Eldeki balık kokusunu gidermenin yolları...
 
Elinizdeki balık kokusunu gidermek için elinizi soğuk suyla yıkadıktan sonra sirke veya limonla ovalayın. Pişirdiğiniz kaplardaki balık kokusunu da yine bu yöntemle sirkeli suyla çıkarabilirsiniz.
 
En güzel patates kızartması ve püresi...
 
Kızartmasının kıtır kıtır, gevrek olmasını istiyorsanız, patatesleri una buladıktan sonra tavaya atmalısınız. Patates pürenize değişik bir koku ve tat vermenin yoluysa içine bir miktar hindistan cevizi atmaktan geçiyor...
 
Et pişirirken...
 
Etler orta ve orta altı sıcaklıkta, kapağı kapalı olarak pişirilmelidir. Yüksek ısıda uzun süre pişirdiğiniz etlerin yüzey renginde aşırı koyulaşma meydana gelir ve sağlık için zararlı maddeler oluşur. Üstelik bu şekilde pişen et besin değerini de kaybeder.
 
Et sert ya da yumuşak olursa...
 
Etlerin sertliği ya da yumuşaklığı hayvanın cinsine ve bölgesine göre değişir. boyun, kol, bacak gibi bölümlerdeki etler sert olduğundan bunlar kıyma şeklinde kullanılmaya daha uygundur. but ve göğüs gibi orta sertlikteki etler suda pişirilirler. yumuşak olar sırt eti ise ızgara için uygundur.
 
Graten yapacağınız yemeği…
 
Graten yapacağınız yemeğin üzerine galeta tozu serperek daha iyi kızarmasını sağlayabilirsiniz.
 
Havucun rengini korumanın yolu…
 
Havucu kaynar suda haşladıktan sonra onları hemen soğuk suyun içine atacak olursanız, renklerini kaybetmelerinin önüne geçmiş olursunuz.
 
Kırmızı lahanayı 1 hafta saklayabilirsiniz…
 
Kırmızı lahanayı incecik doğradıktan sonra tuzla oğun ve ağzı sıkı kapanan bir kaba koyup üzerine sirke ekleyin. Salatalarda kullanmak üzere bir hafta kadar buzdolabında tazeliklerini koruduğunu unutmayın.
 
Kızartma yaparken yağ sıçramaması için..
 
Kızartma yaparken kızgın yağın çevreye sıçramasından çok pratik bir yolla kendinizi koruyabilirsiniz. Yağı kızdırmadan önce tavanın içine bir miktar tuz atarsanız, yağınız sıçramayacağı için güvenle kızartma yapabilirsiniz. Tuz yağın içindeki sıçramaya neden olan nemi alacaktır.
 
 Taze kahveler…
 
Türk kahvesinin tazeliğini ve kokusunu kaybetmemesi için paketi kavanoza boşalttıktan sonra içine iki-üç tane kesme şeker atın. Böylece kavanozdaki kahve bitene kadar tazeliğini koruyacaktır.
 
Küfsüz ekmekler...
 
Ekmeğin küflenmemesi için ekmek kutusuna koysanız da kısa sürede küflenir. Bunu önlemek için de yapılacak en iyi şey tuza başvurmak. Artan ekmeği kutusuna koyarken ufak bir kabın içine de tuz koyun, emin olun yararını göreceksiniz.
 
Lahana ve karnabahar kokularına son…
 
Lahana ya da karnabahar pişerken etrafa yayılan kokuyu hepimiz biliriz. Bunu önlemenin bir çaresi var; Tencereye birkaç dilim ekmek koymak. Ekmeğin ufalanıp dağılmasını önlemek için temiz bir tülbent sarmanınızı öneririz.
 
Lezzetli pilavlar için..
 
Pilavın lezzetini artırmak için pirinci önce tereyağı veya margarin ile kavurmayı deneyin. Pilavın pişme suyuna eklenen sıvı yağ da pirinçlerin yapışmasını engeller ve pilavın tane tane olmasını sağlar
 
Lezzetli tavuklar için...
 
Tavuk etini yemeği yapmadan önce birkaç saat sütün içinde bekletirseniz hem daha yumuşak, hem de daha leziz olacaktır.
 
Makarna suyu...
 
Makarna haşladığınız suyu çorbalarda kullanarak suya çıkan vitaminleri değerlendirmiş olursunuz.
 
Marine etmek...
 
Marine yani yumuşatma işlemi etin daha lezetli ve yumuşak olmasını sağlar. Bu işlem için sirke karışımı kullanılabileceği gibi yoğurt, salça, zeytinyağı, soğan ve baharat karışımı da aynı işlevi görebilir. Bunlardan herhangi biriyle marine edeceğiniz eti en çok üç gün bu sosların içinde tutmalısınız.
 
Mayonez yapmanın esası...
 
Mayonez yaparken başarısızlığa uğramamak için yağ ve yumurtanın aynı ısıda, oda sıcaklığında olmasına dikkat etmelisiniz.
 
Pilavı sakın karıştırmayın…
 
Pilavı pişirirken asla karıştırmayın. Çünkü sudaki pirinci karıştırmak nişastanın açığa çıkmasına ve tanelerin birbirine yapışmasına yol açar.
 
Salata için doğru soğan...
 
Salataya doğrayacağınız soğanı bir süre buzlukta bekletmenizde fayda var. Bu sayede hem doğrarken gözünüzü yakmaz, hem kolay dilimlenir, hem de görünüşü daha parlak olur.
 
Salçanın bozulmaması için…
 
Şişeye koyduğunuz salçanın bozulmamasını sağlamak için şişenin ağzını kapatmadan önce, mantarları zeytinyağına batırın. Böylelikle, şişenin içine havanın girmesine engel olmuş olursunuz.
 
Sarmısak soymanın en kolay yolu...
 
Sarmısakları ılık suda bekletip iki parmağınızla hafifçe sıktığınzda kabuklarının çok kolay bir şekilde çıktığını göreceksiniz.
 
Sebze nasıl pişer...
 
Tüm sebze ve meyveler, yemeğin çeşidine göre yeterli miktarda su katılarak pişirilmelidir. Ama ortalama bir ölçü vermek gerekirse sebze yemeklerine koyacağınız suyun ölçüsünün sebzelerin üstünü örtmesinin yeterli olduğu söylenebilir. Pişerken içerdikleri vitaminler suya geçtiğinden, sebze yemeklerini gereğinden fazla ateşte tutmamalısınız. Sebzelerin pişme süreleri içerdikleri selüloz oranıyla doğru orantılı olmalıdır. Kökler diğer kısımlardan daha fazla selüloz içerdiklerinden ve selüloz da geç pişen bir madde olduğundan, sebze pişirirken tencereye önce kökleri daha sonra yaprakları koymalısınız. Salça gibi asit içeren maddeler selülozun yumuşamasını geciktireceğinden bu gibi asitli besinlerin yemeğin pişme süresinin sonuna doğru tencereye katılması daha doğrudur.
 
Sebzeler pişerken kötü kokuyorsa...
 
Bazı sebzeler pişerken etrafa pek de hoş olmayan kokular saçabilir. Özellikle de soğan, sarmısak, karnabahar ve lahana gibi içinde keskin koku veren kükürtlü maddeler bulunanlar… Pişirme esnasında soğan ve sarımsakta bu koku hafifler ancak lahana ve karnabaharda pişirme süresi uzadıkça koku da artar. Aslında bu problemi çözmenin yolu oldukça basittir. Yemeğinizi pişirirken içine çok az miktarda damlatacağınız sirke bu sorunu çözmeye birebirdir. Ayrıca bu tip sebzeleri fazla bekletmemeye, tazeyken kullanmaya özen göstermeye ve sebzeleri fazla pişirmeyip yumuşayıp ezilmeye başladıklarında ateşten indirmeye de dikkat etmelisiniz.
 
Sert ciğerler...
 
İki-üç dakikadan fazla pişen ciğer sertleşir, yumuşatmak için rakıda bekletmeyi deneyebilirsiniz.
 
Sert etleri yumuşatmak için…
Sert etleri yumuşatmanın en kolay yolu çiğken sirke-zeytinyağı karışımıyla iyice ovmaktır. Ovduktan sonra etleri bu karışımda 2 saat bekletin. Çok sert etleri ise karbonatla iyice ovup birkaç saat beklettikten sonra yıkayıp pişirebilirsiniz.
 
Soğan ve gözyaşı...
 
Soğanın gözlerinizi yakmamasını istiyorsanız üzerine sirke döküp birkaç dakika beklettikten sonra soyun. Bir diğer yöntem ise soğanı bir süre buzlukta bekletmektir.
 
Şekerlenmeyen reçeller...
 
Reçel, şurup, jöle gibi çok şekerli tatlılar zamanla şekerlenebilir. Bunu önlemek için şurubu kaynarken fazla karıştırmamaya dikkat etmelisiniz. Reçeliniz buna rağmen şekerlendiyse tencereye koyun, her kilosu için iki adet limonun suyunu ilave edin ve bir taşım kaynatın, tadının normale döndüğünü göreceksiniz. Unutmamanız gereken bir diğer önemli nokta ise reçel için madeni kaşık yerine tahta kaşık kullanılmanız gerektiğidir.
 
Şimdi sos zamanı...
 
Salatanıza sirke ve limon içeren sosları servisten hemen önce koymalısınız. Salata sosunuzu önceden eklediğiniz takdirde hem yaprakların rengi bozulur hem de a ve c vitaminlerinde kayıp meydana gelir.
 
Şuruplu tatlılar...
Tatlının şurubu iyice çekmesi için tatlı veya şuruptan birinin sıcak olmasına dikkat etmelisiniz.
 
Tabaklardaki çatlaklar…
 
Tabaklarınızda oluşan küçük çatlaklar nedeniyle kırılmalarından korkuyorsanız; tabağı bir tencereye koyarak ağzına kadar sütle doldurun. Çok kısık ateşte 45 dakika kaynatarak soğumaya bıraktığınız tabaklarınızda çatlaklardan eser kalmadığını göreceksiniz. Bu işlemi bütün porselen objeleriniz için kullanabilirsiniz.
 
Tatlı, pasta ve keklerde kurutulmuş meyveler…
 
Tatlı, pasta ya da keklerinizde kuru meyve kullanmak istediğinizde seçtiğiniz meyveyi birkaç saat sevdiğiniz bir içkide bekletin, farkı göreceksiniz.
 
Taze balık...
 
Satın alacağınız balığın taze olup olmadığını, solungaçlarının kırmızı ve canlı oluşundan, gözlerinin parlaklığından ve etinin diriliğinden anlayabilirsiniz. Pullarının gevşek olmaması da balığın tazeliği açısından önemlidir. Ayrıca istakoz alırken kabuğuna biraz daha yakından bakmayı ihmal etmeyin. Kırçıllaşmış kabuklar onun yaşlı olduğunu gösterir. Midye, istiridye gibi kabuklu deniz ürünlerini elinizle şöyle bir tartın. elinizdekiler ne kadar ağırsa o kadar tazedir.
 
Taze bisküviler için...
 
Bisküvi kutusuna koyacağınız bir-iki adet kesme şeker, onların tazeliğini koruyacaktır.
 
Uzun ömürlü maydanozlar için...
 
Maydanoz ve dereotunu ya da naneyi yıkayıp, temiz bir peçeteye sararak iyice kurulayın. Temiz kapaklı bir naylon kutuya koyacağınız maydanoz ya da dereotlarınızın daha uzun süre bozulmadan saklanabileceğini fark edeceksiniz.
Vitaminini kaybetmeyecek sebzeler için...
 
Sebzeler vitamin değerini çok çabuk kaybeder. Bunu önlemek için bir-iki küçük ipucu bilmek yeterli. Sebzeleri yemeyi yapmaya başlamadan hemen önce yıkamalı, doğrama işlemini yıkadıktan sonra yapmalısınız. Pişirme sırasında kullandığınız suyun sıcaklığı da vitamin açısından oldukça önemlidir. Yemeyi soğuk su ekleyerek pişirmenin vitamin ve lezzet kaybına yol açacağını aklınızdan çıkarmayın.
 
Yemeğiniz yağlı olduysa...
 
Yağı fazla olan yemeğin üzerine iki dilim bayat ekmek koyarak kapağını kapatın. Bu işlem yemeğin buharıyla birlikte yağını da çekmesini sağlar.
 
Yemek kaynayınca…
 
Pişirdiğiniz yemek bir taşım kaynayınca altını kısın. Ağır ateşte pişen yemek daha lezzetli olur.
 
Yeşil sebzeler renk değiştiriyorsa...
 
Yeşil sebzeleri pişirirken tencerenin kapağını sürekli kapalı tutmayıp arada bir açarsanız sebzenin orijinal rengini kaybedip kahverengi bir görünüm almasını engellemiş olursunuz. Kimileri kahverengileşmeyi önlemek için pişirme işlemi sırasında yemeğin içine soda atma yoluna başvurur. Ama bilinenin aksine bu doğru bir yöntem değildir, çünkü soda hem yemekteki besin değerini düşürür hem de lezzeti bozar…
 
 Yumurta fazla pişerse..
Yumurta gereğinden uzun süre pişirilirse sarısı ile beyazı arasında yeşil bir halka oluşur. Bu halka oluşana kadar pişen yumurtanın kokusu rahatsız edici, hazmı zor olabilir. Yumurtanın maksimum pişme süresi 12 dakika olmalıdır.
 
Zeytinyağlı yemekler…
 
Zeytinyağlı yemeklerin soğumadan kapaklarını açmamalısınız. Yoksa yemeğinizin rengi kararır ve vitaminini kaybeder.


Çevrimdışı Arif Arslaner

  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: A'raf şehri
  • 4502
  • +1462/-0
  • Cinsiyet: Bay
  • Sen, Seni Sevdiğinle Bil Ey Can! "O" Seninledir.
    • Uyanan Gençlik
Demli Çayın Marifetleri - püf noktaları
« Yanıtla #11 : 03 Nisan 2009, 00:08:28 »
Saçınız mat mı?

Saçınızı şampuanladıktan sonra son su olarak bir çaydanlık ılık çayla
durulayın. Bakın saçlarınız nasıl ışıl ışılıyor.

Ayağınız mı kokuyor?

Ilık çay dolu bir leğene ayaklarınızı daldırın ve her akşam yatmadan önce
10 dakika tutun. 10 günde koku diye bir şey kalmayacaktır.

Boğaz ağrılarında

Posaları süzüp soğuyan demi boğaz ağrılarında gargara olarak kullanılır.

Cildiniz çok mu yağlı?

Banyodan çıkmadan son su olarak bir çaydanlık çay ile teninizi ovuşturun,
balsam vazifesi görün.

Derinizdeki yaraların temizlenmesi

Çayı, derinizdeki yaraların temizlenmesi ve antibiyotik etki göstermesi
için pamukla tatbik ederek kullanabilirsiniz.

Eliniz balık, soğan mı kokuyor?

Balık ayıkladınız, ellerinizi sabunla yıkadınız ve hala balık kokuyor. Ya
da soğan soydunuz, soğan kokuyor. işte kurtarıcınız yine çay. Elinizi
demli çayla yıkayın. Bakın bakalım hiç koku kalmış mı?

Gözünüz çapak mı yapıyor?

Kaynamış çayı bir tasa koyup buharı gözünüze gelecek biçimde başınızı
üstüne koyun. Ya da ılık çaya batırılmış gözlerinize ve etrafına tatbik edin.


Yemek yerken dilinizi mi ısırdınız ?

Yine ilacı demlikteki çaydır. Ağzınızı günde üç defa çalkalayın, diliniz
dokuz yerine üç günde iyileşecektir.

Buzdolabınız koku mu yapıyor ?

Demlikte kalmış çay posalarını kurutup bir kap içinde buzdolabının orta
rafına yerleştirin, kokudan eser kalmayacaktır[/b]

Çevrimdışı Leb-i Damla

  • La taknetû..!
  • *****
  • Join Date: Eyl 2008
  • Yer: Sadabad
  • 2529
  • +270/-0
  • Cinsiyet: Bayan
  • UMUT Dünyası mı, UNUT Dünyası mı?
    • Uyanan Gençlik
Püf noktaları
« Yanıtla #12 : 03 Nisan 2009, 00:15:15 »
Sevmiyorum demli çay...alla alla ya...
  kzgn

Zehir gibi çay içilirmi tad alamam ben....Hem ben poşet çay içicilerindenim... heheh